Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1071 Malazgirt Anıtı’nın bulunduğu alanda düzenlenen Anadolu’nun Fethi Malazgirt 1071 Anma Programı’nda halka hitap etti.
Türkiye’nin dört bir yanından Malazgirt’e gelen vatandaşları selamlayarak, konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gönlü bizimle beraber olan dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerime Malazgirt’ten sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum.” diye konuştu.
Vatandaşlara, “Malazgirt Zaferi’nin 900’üncü yıl dönümünde yazılan o güzel marşta ne diyor?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, marşın, “Yiğitler kan döker, bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya. Kızılelma’ya hey Kızılelma’ya, En güzel marşını vurmadan mehter, ya Allah, Bismillah, Allahuekber.” mısralarını okudu.
Sultan Alparslan’ın 946 yıl önce bir cuma günü Malazgirt’te kazandığı zaferle Anadolu’yu ebedi yurt yapacak adımı attığını belirten Erdoğan, “Bir elinde al bayrağı, diğer elinde yeşil sancağıyla Anadolu’ya Malazgirt’ten girip Avrupa’nın ortalarına kadar şanla şerefle zaferle yürüyen ecdadımızla iftihar ediyoruz.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultan Alparslan’ın, savaşmak için ordusunun önüne geçtiğinde “Şehit olursam bu beyaz elbisem kefenim olsun, zaferi kazanırsak istikbal bizimdir.” dediğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gerçekten de bu zafer milletimize yeni bir vatan, yeni bir istikbal kazandırdı. Malazgirt Zaferi’nden sadece 4 yıl sonra 1075’te İznik’te bu coğrafyadaki ilk devletimizin, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kuruluşunu ilan ettik. Yaklaşık iki asır sonra da dünyanın gördüğü en büyük devletlerden biri olan Osmanlı çınarı Anadolu’da kök salmaya, yedi iklim, dört kıtayı gölgesi altında toplamaya başladı. 946 yıldır bu vatanı korumak için gözlerini kırpmadan canlarını veren tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bu uğurda ölümü göze alarak mücadele eden tüm gazilerimize Allah’tan sağlık, sıhhat, afiyetler diliyorum. İstiklali ve istikbali için aynı mücadeleyi verecek tüm evlatlarımızın yolu açık olsun.
Anadolu, ey Anadolu cennet vatan Anadolu, altı kanla üstü çileyle yoğrulmuş Anadolu. Ecdadın emaneti, geçmişimiz Anadolu. Çocuklarımıza bırakacağımız en değerli mirasımız Anadolu. Bugün tam 946 yıldır bizimlesin, bunca yıldır doğudaki ve batıdaki, kuzeydeki ve güneydeki kardeşlerinin hem köprüsü hem umudu oldun. Bugün de tüm soydaşlarının, tüm dindaşlarının umudu olmaya devam ediyorsun. Yazık sana ağlamayan şaire, yazık sana titremeyen vicdana, yazık sana uzanmayan ellere, yazık seni kurtarmayan insana. Ey Anadolu sen ki asırlarca hem Yavuz’u hem Yunus’u bağrında yaşattın, sen ki asırlarca sevgiyle bakanı yüreğinle düşmanlıkla bakanı bileğinle karşıladın. Bir asır önce senin kollarını, kanatlarını budamakla kalmayıp kalbini de yerinden söküp çıkarmaya niyetlendiler. Galiçya’dan Yemen’e, Trablus’tan Kafkasya’ya kadar dört bir yanından saldırıya uğradın ama Çanakkale’de, Dumlupınar’da, 15 Temmuz’da Türk milleti sana öyle bir sarıldı, öyle bir sahip çıktı ki tüm dünya şaştı kaldı.”
“Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir, eğil de kulak ver bu sessiz yığın, bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda gördüğün bu tümsek Anadolu’nda, istiklal uğrunda, namus yolunca can veren Mehmed’in yattığı yerdir.” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
“Her tümseğinin altında bir şehit yatma pahasına da olsa Türk milleti bağımsızlığından ve namusundan vazgeçmedi. İşte bunun için Anadolu’daki hikayemizin başladığı yeri Malazgirt’i yani şu toprakları asla unutmamalıyız.”
Erdoğan, “Tarihi öğrenmeyenler, onu tekrar yaşamak zorunda kalırlar. Maalesef ülkemizde, Malazgirt Zaferi uzun zaman ihmal edildi. Anadolu’daki varlığımızı bin yıl önceki Malazgirt’i atlayıp, Anadolu’daki zayıf bağlantılarla daha eskilere götürme çabası belki iyi niyetliydi ama beyhudeydi. Malazgirt’i, devleti yönetenler unutsa da bu millet unutmadı. İşte çağrımızı yaptık ve bugün millet Malazgirt’te.” ifadelerini kullandı.
Milletle iftihar ettiğini belirten Erdoğan, “Rabbime hamd ediyorum. ‘Ya Rab bu kulunu bu milletin bir ferdi olarak yarattın.’ Ne kadar çalışsak az. Çok çalışacağız. İnşallah önümüzdeki yıl Malazgirt bir başka olacak.” dedi. Malazgirt’in imarını farklı bir proje ile ele alacaklarını belirten Erdoğan, Malazgirt’teki törenleri çok daha farklı hale getireceklerini bildirdi.
Siyasi hayatının her döneminde milleti takip ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Onun iradesine, tercihlerine ram olduk. İnşallah bundan sonra devlet ve millet olarak Malazgirt Zaferi’ni burada bizzat yerinde önemine, anlamına, mesajına uygun şekilde kutlayacağız. Tıpkı 2023 gibi, tıpkı 2053 gibi, 2071’de kendimize bir ufuk çizgisi, bir kızıl elma olarak belirledik. Projelerle Anadolu’yu yeniden gönül coğrafyamızın atan kalbi, nefes alan ciğeri, düşünen beyni, her anlamda merkezi haline getireceğiz. Malazgirt Savaşı, Anadolu’daki çokluk içinde birlik, günümüz deyimiyle çoğulculuk anlayışının en somut tezahürüdür.”
BİZİ BÖLEMEYECEKLER, BİZ ETLE KEMİK GİBİ TEK MİLLETİZ
“Malazgirt’i anlamayanlar, bugün bizim niçin her fırsatta tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dediğimizi anlayamazlar.” diyen Erdoğan, Türk’üyle, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Laz’ıyla, Gürcü’süyle, Boşnak’ıyla, Roman’ıyla, Arnavut’uyla 80 milyonun tek millet olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizi bölemeyecekler, biz etle kemik gibi, etle tırnak gibi tek milletiz. İki; tek bayrak. Bayrağımıza eş bir bayrak? Asla… Bayrağımızın rengi şehidimizin kanı, ‘hilal’ bağımsızlığımızın ifadesi, ‘yıldız’ şehidimizin ta kendisi. Üç; ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’ 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Kimse bu vatanımızı bölmeyi, parçalamayı aklından geçirmesin. Şu anda Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’de, Besler’de, Küpe’li de bütün o teröristlere… Buraları ne yaptık? Dar ettik, mezar ettik. Durmayacak, devam edeceğiz. Burada terör bitene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Çünkü benim milletimin huzurunu kaçırmaya kimsenin hakkı yok.”
Programa Genel Kurmay Başkanı’ndan Kuvvet Komutanlarına kadar hep birlikte katıldıklarını anlatan Erdoğan, “Devlet, cumhurbaşkanıyla bakanlarıyla bugün burada. Sizlerle bir aradayız. Devlet, millet bir olduk. Bizim tek devletimiz var oda Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Paralel devletmiş, şuymuş, buymuş…” diye konuştu.
MİLLETİMİZE KEFEN BİÇENLERİN SONLARI HEP KORKUNÇ OLMUŞTUR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu demek, tüm gönül coğrafyamızı ezip, geçmek isteyenlerin önünde çelikten bir set olmaktır. Bizim milletimize kefen biçenlerin sonları hep korkunç olmuştur.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Malazgirt’te Sultan Alpaslan’ın karşısına çıkan iki kat fazla sayıdaki Doğu Roma Ordusu’nun amacı başlarındaki kumandanın ifadesiyle İsfahan’da kışlayıp, Hamedan’da atlarını sulamaktı. Bu tüm Müslüman Türk coğrafyasını ezip, geçmek için harekete geçmiş bir orduydu. Kaderin üstündeki kader tecelli etti ve işte bu niyetle yola çıkanlar, Anadolu’nun anahtarlarını kendi elleriyle Sultan Alpaslan’a teslim ettiler. Malazgirt’te Bizans Ordusu’nun sonu böyle olmuştur. Anadolu’daki Selçuklu Devleti’ni ezip, geçip Kudüs’e ulaşmak isteyen haçlı ordusu 600 bin kişi ile başladığı Anadolu’daki yürüyüşünü ancak 100 bin kişiyle tamamlayabilmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han, Bizans’ın önüne geldiğinde surların içindekiler ve tüm Avrupa daha önceki denemeler gibi bunun da boşa çıkacağını anlamışlardı. Ne demişti Fatih, ‘Ya ben Bizans’ı alırım ya Bizans beni alır’ ve Bizans’ı almıştı. 29 Mayıs’ta Bizans surlarında Osmanlı bayrağı dalgalanmaya başladığında dünya artık yeni bir çağa adım atmıştır.”
Zaferden zafere koşan ecdadın hareket ve güç kaynağının hep Anadolu olduğunu belirten Erdoğan, Çanakkale Zaferi’nin “Artık ayağa kalkamaz” denilen bir milletin yeniden şahlanışı olduğunu vurguladı.
Kurtuluş Savaşı’nda da bu şahlanışın yeniden bir devlet kurma iradesiyle neticeye ulaştırıldığının altını çizen Erdoğan, “En son 15 Temmuz’da bir darbe girişimi gibi gözüken ama aslında tıpkı daha öncekiler gibi bizi esir etmeye ve bu topraklardan söküp atmaya yönelik bir hamle ile karşılaştık. Ucu Pensilvanya’ya dayanan bu malum zatlar, 15 Temmuz’da milletim çok ciddi bir fatura ödetti onlara.”
Erdoğan, 946 yıldır olduğu gibi bu defa da bayrağa, ezana, vatana, devlete, bağımsızlığa ve geleceğe sahip çıkarak, bu işgal teşebbüsünün boşa çıkarıldığının altını çizerek, şöyle devam etti:
“Sultan Alparslan, Sultan Kılıçarslan kimlerle mücadele etmişse biz de 15 Temmuz’da onlarla mücadele ettik. 15 Temmuz’da, Osmangazi, Fatih Sultan Mehmet Han, Abdülhamid -i Sani Han kimlerle mücadele etmişse, Gazi Mustafa Kemal kimlerle mücadele etmişse biz de onlarla mücadele ettik. Oyun aynı, hedef aynı sadece senaryo, figüranlar farklı. Bu oyunda Feto bir piyondur. PKK, YPG, PYD, DEAŞ, diğer terör örgütleri bir piyondur. Hepsi de gözünü vatanımıza dikmiş olan güçlerin kullandıkları birer araçtır. Bizim mücadelemiz sadece araçlara değil asıl onları kullananlara karşıdır. Bugün milletçe yedi düvele karşı mücadele ediyor olabiliriz, ama unutulmasın tarih boyunca Anadolu hep yedi düvele bedel olmuş bir güçtür.”
KEFENLERİ GİYMEYE HAZIR MIYIZ?
Sultan Alparslan’ın Malazgirt’te giydiği kefenin, bu millete liderlik eden herkesin sırtında olmaya devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Evet, kefenleri giymeye hazır mıyız? Aynı şekilde kefenleriyle yürümüş olan ecdadımızın arkasından yürümeye hazır mıyız? Yola çıktığımızda bu sözü vermiştik. Bu uğurda nice devlet adamı, rahmetli Menderes gibi, arkadaşları gibi meydanlarda evet darağacına çekilerek, onlar da fedai can etmişlerdi. Biz de 15 Temmuz gecesi aynı hissiyatla ne dedik, ‘yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan’ ve çağrıyı yaptığım zaman hamdolsun milletim meydanlara çıktı, işgalcilerin, hainlerin karşısına dikildi.”
Erdoğan, yabancı bir devlet adamına atfedilen ancak Türkiye’ye yönelik oyunların mantığını çok iyi ifade eden bir söz bulunduğunu ve bunu ifade etmek isteğini belirterek, şunları kaydetti:
“Diyor ki bu söz, ‘Türkleri ne yerde süründüreceksin ne de doğrulmalarına izin vereceksin. Sürünecek olurlarsa gururlarına dokunur, küllerinden yeniden doğarlar. Ayağa kalkarlarsa da artık önlerinde duramazsın. Bunları belleri bükük vaziyette bırakacaksın ki idare edebilesin.’ Ama bunu başaramadılar, başaramayacaklar. Hayatımız boyunca beli bükük olarak görmek isteyenlere diyoruz ki Türkiye artık ayağa kalktı, bunu böyle bilesiniz. Ne yaparsanız yapın bu şahlanışın önüne geçemeyeceksiniz. Çünkü biz ancak rükuda eğiliriz. Çünkü biz sadece Allah’a ibadet eder, sadece ondan yardım dileriz. Çünkü bizi doğru yola iletecek olan, yanlış yoldan koruyacak olan sadece Rabbimizdir. Allah’ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle üstesinde gelemeyeceğimiz hiçbir saldırı hiçbir tuzak yoktur.
Ağaç dallarıyla ve yapraklarıyla gürler. Anadolu dediğimiz bu ulu çınar gölgesinde yaşayan 80 milyon insanıyla çevresindeki yüzlerce milyon dostuyla tarihiyle kültürüyle tüm zenginlikleriyle hamdolsun gürlemektedir. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım.”
BİR MEDENİYET İDDİAMIZ VAR VE BUNU DA BAŞARACAĞIZ
Büyük devlet olmanın, güçlü olmanın ve müreffeh millet olmanın kolay olmadığına işaret eden Erdoğan, bunun için de hem vatana yönelik saldırılarla mücadele edeceklerini hem de daha çok yatırım yapmak, daha çok üretmek, daha çok ihraç ve istihdam etmek suretiyle kalkınmayı sürdüreceklerini söyledi.
“Bizim bir medeniyet iddiamız var ve bunu da başaracağız.” diye konuşan Erdoğan, medeniyetleri taş üstünde taş koymayanların değil, taş üstüne taş koyanların kurabileceğini, geliştirebileceğini, yükseltebileceğini ve bunun yolunun da çalışmaktan geçtiğini kaydetti. Erdoğan, “Eğer siz kendiniz için çalışmazsanız birileri gelir sizi kendileri için çalıştırır. Artık bu millete eğilmek yok. Şunu unutmayalım kararlı bir şekilde tıpkı Sultan Alparslan’ın, tıpkı Selahaddin Eyyubi’nin, tıpkı Yavuz Sultan Selim’in, tıpkı Gazi Mustafa Kemal’in yaptığı gibi ancak bir ve beraber olursak bu zulmün, bu kötü gidişin önüne geçebiliriz.” diye konuştu.
TÜM COĞRAFYANIN KURTULUŞUNUN ANAHTARI
Türkiye’nin 2023 hedeflerinin sadece ülkenin değil, tüm coğrafyanın kurtuluşunun anahtarı olduğunu ifade eden Erdoğan, 2053 ve 2071 vizyonlarının da Türkiye ile tüm kardeşlerinin aydınlık geleceğinin müjdecisi niteliğini taşıdığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahlat’taki mezar taşları üzerinde isimlerin Arapça, Farsça ifadelerle yazıldığına ve orada yatanın da Türk veya Kürt olabildiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Sultan Alparslan Malazgirt Savaşı’nı bu meydanda vermiş, ordugahını da işte böylesine zengin bir kültüre sahip Ahlat’ta kurmuştur. Bugün de diyoruz ki ‘gelin ecdadımızın yolundan gidelim. Gelin, hep beraber bölgemizin yaşadığı kara kışı umut dolu bir bahara dönüştürelim.’ Sultan Alparslan’ın ve Malazgirt’te aslanlar gibi dövüşen ecdadın ruhunu ancak bu şekilde şad edebiliriz. Şehitlerimizin hatırasını ve gazilerimizin fedakarlıklarını ancak bu şekilde yüceltebiliriz. Peygamberimizin fetih müjdesinin anahtarı olan bu bölge inşallah hep birlikte inşa edeceğimiz yeni geleceğimizin de sembolü haline gelecektir.”
MEN SABERA ZAFERA
Erdoğan, Malazgirt Zaferi kutlamaları kapsamındaki etkinliklerde okçuluk, atlı binicilik, güreş gibi ata sporlarını da ihya etme çabasının öne çıktığını gördüğünü ifade ederek, bu gayretleri desteklediğini vurguladı. Okçuluk sporunun yeniden ayağa kaldırıldığını görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, bu sporu destekleyen Okçuluk Vakfı’nın bu yöndeki çabalarını da yakından takip ettiğini kaydetti.
Osmanlı’da okçu olmak isteyen kişiye üstadının bir sır fısıldadığını ve Osmanlı ifna olunca bu sırrın ifşa olduğunu anlatan Erdoğan, “Asırlarca kulaktan kulağa fısıldanan bu sır, Enfal suresinin 17. ayetinin bir bölümüdür, ‘Attığın zaman onu sen atmadın, Allah attı.’ Evet, attığımız oku da, adımı da bizlere Allah attırsın, bizleri yolundan ayırmasın. Tüm sporlar, sanatlar, mücadeleler gibi okçuluk da sabır, disiplin, çalışma, hedefe odaklanma işidir. Yani ‘Men sabera zafera’, sabreden kimse zafere ulaşır.” dedi.
HEDEFLERİMİZ BÜYÜK
Erdoğan, zaferin sabırla geleceğini unutmadan yollarına devam edeceklerinin altını çizerek, Türkiye’nin son 15 yılının bu hakikatin en müşahhas örneği olduğunu söyledi. Ülkenin adım adım nereden nereye getirildiğinin şahidinin bizatihi milletin kendisi olduğunu ifade eden Erdoğan, “Eksikler yok mu şüphesiz ki var ama inşallah bunları da aşacağız. Doğu Anadolumuz başta olmak üzere yedi bölgemizin her birine geçmişle mukayese edilemeyecek büyüklükte yatırımlar yaparak adeta çağ atlattık.” ifadelerini kullandı.
Malazgirt Zaferi’nin 1971 yılındaki kutlamalarına katılanların ilçeyi “Nüfusu 2 bini bulmayan, elektrikten mahrum, ulaşılması güç, sadece bir ilkokulu ve bir fırını olan köy görünümlü bir kasaba” olarak tarif ettiğini hatırlatan Erdoğan, bugün ise Malazgirt’in 50 binin üzerindeki nüfusu, okul öncesinden yüksekokula kadar her kademedeki eğitim kurumları, sağlık tesisleri, yolları ve diğer imkanlarıyla pırıl pırıl bir Anadolu ilçesi olduğunu aktardı.
Erdoğan, yatırımları daha iyi hale getireceklerine vurgu yaparak, “Bizim hedeflerimiz büyük. İl olup da kasaba olması bir işe yaramaz. Biz bu ilçemizi güzelleştirelim, daha iyi hale getirelim.” şeklinde konuştu.
Tören alanında bulunan vatandaşlarla tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devleti ifade eden “Rabia” işaretini yapan Erdoğan, sözlerini, “Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor. Bana her şey Malazgirt’i hatırlatıyor.” ifadeleriyle tamamladı.