Türkiye Gençlik Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerin gerisinde kalan değil, onların önünü açan, onlara rota çizen bir anlayışla çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Hem devleti yönetenler olarak bizim hem gençliğe dair hassasiyeti olan siz sivil toplum kuruluşlarımızın bu noktada sorumluluğu bellidir. Hepimizin ortak sorumluluğu, gençlerimizin terör, şiddet, uyuşturucu ve nihilizm bataklığına düşmeyecekleri bir zemini birlikte hazırlamaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Gençlik Zirvesi’ne katıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Kongre Merkezinde düzenlenen zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında, Türkiye Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları Platformu’nu böyle anlamlı ve kapsamlı bir zirveye öncülük ettiği için tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin gençliğe yönelik çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları arasındaki vizyon ve iş birliğini güçlendireceğini ifade etti.
“GENÇLERİMİZİN GELECEKLERİYLE İLGİLİ ENDİŞELERİNİ ORTADAN KALDIRACAK POLİTİKALAR GELİŞTİRMELİYİZ”
Devletin, toplumun, sivil toplum kuruluşlarının asli görevinin gençleri tanımlamaktan ziyade tanımaya, anlamaya, onlarla empati kurmaya çalışmak olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi alanında özgün ve öncü bir çalışma olan Türkiye Gençlik Profili Araştırması’nın zirve vesilesiyle ilgililerle paylaşılmasının bu açıdan son derece önemli olduğuna işaret etti. Bu araştırmanın Türkiye gençliğinin hissiyatının, görüşlerinin, beklentilerinin ve sıkıntılarının anlaşılması noktasında devleti yönetenler olarak kendilerine rehber olacağına inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Araştırma sonuçları da gösteriyor ki gençlerimizle sürekli yüz yüze görüşmemiz, konuşmamız, dertleşmemiz, karşılıklı olarak birbirimizi anlamaya çalışmamız şart. Cumhurbaşkanı olarak işte bu sebeple gençler tarafından düzenlenen etkinliklere katılmaya hep özen gösterdim, özel bir önem verdim, vermeye de devam ediyorum. Gençlerimizin gelecekleriyle ilgili endişelerini ortadan kaldıracak ve beklentilerini karşılayacak politikalar geliştirmek bizim en başta gelen görevimizdir. Türkiye’nin gençleri başlığıyla yapılan araştırmanın sonuçlarını titizlikle inceleyeceğimizden ve raporda yer alan tespitler ışığında gençlik politikalarımızı gözden geçireceğimizden emin olunuz” şeklinde konuştu.
“GENÇLERİN HAYAL DÜNYASINI YASAKLARLA ÇEVRELEMEYİ DEĞİL, ALABİLDİĞİNE GENİŞLETMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Konuşmasında “Gençlerin gerisinde kalan değil, onların önünü açan, onlara rota çizen bir anlayışla çalışmalarımızı yürütmeliyiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hem devleti yönetenler olarak bizim hem gençliğe dair hassasiyeti olan siz sivil toplum kuruluşlarımızın bu noktada sorumluluğu bellidir. Hepimizin ortak sorumluluğu, gençlerimizin terör, şiddet, uyuşturucu ve nihilizm bataklığına düşmeyecekleri bir zemini birlikte hazırlamaktır. Gençlerimizi formatlamanın, onları belli kalıplara mahkûm etmenin değil, gençlerimizle ideallerinin önündeki engelleri kaldırmanın çabası içinde olacağız. Biz, gençlerin hayal dünyasını yasaklarla çevrelemeyi değil, alabildiğine genişletmeyi hedefliyoruz. Mesuliyetimizin gençlerimizin şiddete bulaşmadan her türlü düşünceyi tartışabilecekleri, her türlü fikri savunabilecekleri bir ortamı ülkemiz genelinde tesis etmek olduğuna inanıyoruz” diye ekledi.
“GENÇLERİMİZİN SOSYAL VE KÜLTÜREL GELİŞİMİ İÇİN HER TÜRLÜ İMKÂNI SUNUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam nüfusunun dörtte birinden fazlası 15-30 yaş arası gençlerden oluşan demografisiyle Türkiye’nin dünyanın en şanslı ülkelerinden biri olduğuna dikkat çekerek bunun ülkenin en büyük zenginliği olduğunu vurguladı. 2002’den bu yana tüm çabalarının bu hazineden layıkıyla istifade etmek için gerekli ortamı hazırlamak olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 16 yılda bu çerçevede yaptıkları konusunda şunları kaydetti: “Eğitim konusuna özel önem vererek ülkemizdeki tüm gençlerin fırsat eşitliğine sahip olabilmeleri için gereken adımları attık, atıyoruz ve atacağız. Üniversite sayımızı 76’dan 206’ya çıkardık, Şu anda 81 vilayetimizin tamamında hamdolsun üniversitelerimiz var. Şimdi niteliği artırmamız lazım, buna gayret etmemiz lazım. “
Yükseköğrenim yurdu sayısını 190’dan 776’ya, bütün yurt yatak kapasitesini ise 182 binden, 663 bine çıkardıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, dar gelirli ailelere mensup öğrencilerin en büyük sıkıntısı olan üniversite harçlarını kaldırdıklarını ifade ederek, “Hem bu meselenin marjinal örgütler tarafından istismar edilmesinin önüne geçtik hem de gençlerimizin ve ailelerinin omuzlarından önemli bir yükü almış olduk” değerlendirmesinde bulundu.
Bunun yanında lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde öğrenim gören gençlerin burs ve kredi imkânlarını genişlettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 yıl önce üniversite öğrencilerine 45 lira kredi verilirken, kendilerinin bu miktarı Ocak ayından itibaren uygulamaya geçilmek üzere 500 liraya çıkardıklarını belirtti. Sadece üniversite imkânlarında değil spor alanında da gençlere her türlü desteği sağlamanın gayreti içerisinde olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Gençlerimizin sosyal, kültürel gelişimi için her türlü imkânı sunuyoruz. Biz ‘gençlik geleceğimizdir’ demekle kalmadık, kalmıyoruz. Geleceğimizi sağlıklı bir zeminde inşa etmek, donanımlı gençler yetiştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
“GENÇLERİMİZ, GEÇMİŞE GÖRE BUGÜN HER ALANDA KENDİLERİNİ DAHA FAZLA HİSSETTİRİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan “yaşayan kütüphane” anlayışıyla 218 kütüphaneyi modernize ettiklerini belirterek, Millet Kıraathanelerini ülkenin dört bir yanında yaygınlaştırarak tüm vatandaşların, özellikle de gençlerin istifadesine sunduklarını söyledi. Rami Kışlası’nı da Türkiye’nin en büyük kütüphanelerinden biri hâline getireceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kütüphanenin Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde açılacak beş milyon ciltlik kütüphaneden geri kalmayacağına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel hayatında gençlerin katkısı, gençlerin varlığı her zamankinden çok daha fazla hissediliyor. Dinamizmleriyle, heyecanlarıyla, cesaretleriyle, geleceğe dair sarsılmaz inançlarıyla gençlerimiz, geçmişe göre bugün her alanda kendilerini daha fazla hissettiriyor. İnşallah gelecekte çok daha iyi bir konumda olacağız” açıklamasında bulundu.
Konuşmasında, “Önümüzdeki dönemde gençlerimizin adını daha çok duyacak, gençlerimizin başarılarını çok daha fazlasıyla inşallah konuşacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu da şimdiye kadar olduğu gibi daha çok demokrasiyle, daha çok özgürlükle, daha çok yatırımla, daha fazla eserle gerçekleştireceğiz. Bu hedefe birileri gibi gelenin keyfi için geçmişe sövme ilkesizliğine kapılmadan tarihimize, değerlerimize, bizi asırlardır ayakta tutan hasletlere daha sıkı sarılarak ulaşacağız. Şanlı geçmişimizden ders çıkararak ecdadımızın bize bıraktığı mirastan ilham, cesaret, kuvvet alarak istikbalimizi inşa edeceğiz. Bu süreçte maziden atiye kuracağımız köprünün taşıyıcı sütunları da siz gençlerimiz olacaksınız. Her şeyden önce bir daha hiç kimsenin siyasi hırsları uğruna bu ülkenin gençlerini kardeş kavgasına sürüklemesine fırsat vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“İSTİKLAL MARŞIMIZLA BERABER YOLUMUZDA DEVAM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan vesayet özlemiyle yanıp tutuşanların eskiden olduğu gibi belli kavramları, belli figürleri istismar etmesine müsaade etmeyeceklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Danıştay’ın andımız kararı sonrasında gerek sosyal medyada, gerekse kimi yayın organlarında şahit olduğumuz manzaralar açık söylüyorum, bu konudaki kararlılığımızı daha da arttırmıştır. Çünkü bu metin bu ülkede ezanı Türkçe okumak, okutmak isteyenlerin eseridir bu bir. Metne baktığınız zaman bu metin içerik itibariyle bu milletin kendisini, bu milletin kültür, medeniyet anlayışını ortaya koyan bir metin değil. Bizim andımız İstiklal Marşımızdır ve İstiklal Marşımızla beraber yolumuzda devam ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kararın iyi niyet eseri olmadığına inandığını belirterek, kimi çevrelerin söz konusu kararı baskıcı, antidemokratik ideolojilerine yakılmış bir yeşil ışık gibi algıladıklarını belirtti. Millete tepeden bakan, insanları; ‘takunyalı’, ‘makarnacı’, ‘kömürcü’, ‘göbeğini kaşıyan adam’ diyerek aşağılayanların uzun zaman sonra ilk defa yeniden piyasaya çıktıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kararın hemen akabinde gazeteci kılıklı provokatörler yıllardır içlerinde biriktirdikleri kin ve nefreti ekranlardan âdeta kusmaya başladı. Hatta cübbelerini darbeci zihniyete kiraya veren kimi sözde hukukçuların andımız kararını bahane ederek merhum Menderes’in 68 sene önce son verdiği Türkçe ezan zulmünü tekrar dillendirdiklerine bile şahit olduk” diye konuştu.
“ÜLKEMİZDE ZAMANA, DEĞİŞİME KARŞI DİRENMEYİ ÇAĞDAŞLIK ZANNEDEN GERİCİ BİR ZİHNİYET VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, “Maalesef ülkemizde zamana, değişime, hayatın ve dünyanın gerçeklerine karşı direnmeyi ‘çağdaşlık’ zanneden fosilleşmiş, gerici bir zihniyet vardır. Bu her zaman vardı, bugün de var. Bunların hayattaki varlık sebepleri ise milletin değerleriyle kavga etmek, ne pahasına olursa olsun kendi çıkarlarını, kendi ikballerini korumaktır. Nitekim bu uğurda yeri geldiğinde terör örgütleriyle, yeri geldiğinde emperyalistlerle, yeri geldiğinde Türkiye düşmanı yapılarla iş tutmaktan asla çekinmiyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu çevrelerin sandıktan çıkamayacaklarını bildikleri için 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi milletin iradesine silah çeken FETÖ’cü hainleri alkışlayacak kadar savrulmuş durumda olduklarını söyleyerek, “Aynı çevreler en küçük bir ekonomik çalkantıda tüm enerjilerini 81 milyonluk Türkiye gemisini batırmak için sarf edecek kadar şuurlarını kaybedebiliyorlar. Kendini vatandaşın üstün gören, kendini devletin yegâne sahibi zanneden, ezandan, camiden, başörtüsünden rahatsızlık duyan bu azgın azınlığın ne yazık ki normalleşme, iyileşme ihtimali de yoktur” diye konuştu.
Türkiye’nin ortak değerlerinin arkasına sığınıp milletin seçimini, tercihini aşağılayarak en başta bu çevrelerin cumhuriyete zarar verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dikkat edin, 95 yıllık tarihimiz boyunca cumhuriyetçilik adına cumhurla, Cumhuriyetin arasını bunlar açmış, Cumhuriyetin kazanımlarına en ağır darbeyi bunlar indirmiştir. Gazi Mustafa Kemal’i kendi ideolojik saplantılarına kalkan yaparak Atatürk’ün mirasını yağmalayanlar da yine bu çevrelerdir. Gazi’nin resmini vefatının hemen ardından paramızdan kaldıran, Atatürk’ün millete armağanı olan İş Bankası hisselerini gasp edenler de bunlardır” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN ŞAHLANIŞINI HİÇBİR BEŞERİ GÜÇ ENGELLEYEMEYECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma yolculuğunda şimdiye kadar bu çevreleri dikkate almadıklarını belirterek, “Ülkemizi hedefleriyle buluşturma idealimize bu çevrelerin engel olmasına asla izin vermedik, vermeyeceğiz. Hakkın ve halkın rızasını kazanmak için verdiğimiz kutlu mücadelemizi milletimiz bizi desteklediği sürece kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.
Gençlerin omuz vermediği, sahip çıkmadığı, kabullenmediği bir davanın başarı şansı olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere olan inancını belirterek, “Gençler omuz verdikçe Allah’ın izniyle Türkiye’nin yükselişini, Türkiye’nin şahlanışını hiçbir beşeri güç engelleyemeyecektir. İnşallah siz bu vatana, bu memlekete sahip çıktığınız sürece bu dava bir daha asla öksüz ve yetim kalmayacaktır” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını “Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan” vurgusuyla tamamladı.
MEHMET ALİ SETENCİOĞLU – ENERJİ PETROL MEDYA CEO