AK Parti 26. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı kapanış oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu coğrafyadaki gelişmelerin hiçbirinin, Türkiye’nin iç işlerinden, millî güvenliğinden ayrı düşünülemeyeceğini belirterek, “Saldırıları kendi topraklarımızda karşılamak yerine, bizzat kaynağında bu sorunları çözme stratejimizi adım adım hayata geçiriyoruz. Fırat Kalkanı bunun ilk adımıydı. Şimdi İdlib’te bir operasyon yürütülüyor. Bize dostluk gösterene yüreğimiz de kollarımız da sonuna kadar açıktır. Bize husumet besleyenlere sözümüzü ise burada bir kez daha tekrarlayayım: Bir gece ansızın gelebiliriz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 26. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının kapanış oturumuna katıldı. Afyonkarahisar’da gerçekleşen toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan partililere hitaben bir konuşma yaptı.
Türkiye’nin başında dolanan kara bulutların hiçbirinin diğerinden bağımsız olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her kim Gezi olaylarıyla FETÖ ihanetinin ilgisinin olmadığını söylerse, bilin ki ya cahildir, ya kendisi de aynı ihanetin içindedir” diye konuştu.
“BÖLGEMİZDEKİ GELİŞMELERİN HİÇBİRİ; İÇ İŞLERİMİZDEN, MİLLÎ GÜVENLİĞİMİZDEN AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ”
“Bölücü terör örgütünün eylemleriyle, DEAŞ’ın Türkiye’ye yönelik saldırılarının ilişkisinin bulunmadığını iddia edenlerin, ya dünyadan bihaber ya da aynı dünyanın bir parçası” olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her kim ülkemize yönelik ekonomik tecrit operasyonlarıyla Avrupa Birliği’nin sözlerini yutma pahasına takındığı tavrın aynı eller tarafından kotarılmadığını öne sürüyorsa, bilin ki ya hiçbir şeyden anlamıyordur ya da her şeyi biliyordur” ifadelerini kullandı.
Suriye’deki ve Irak’taki gelişmelerin Türkiye’den bağımsız olmadığının herkes tarafından bilindiğini, Kuzey Afrika, Akdeniz ve Karadeniz’deki hiçbir gelişmenin de Türkiye ile ilgisi olmamasının mümkün olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Balkanlar ve Kafkaslar hem coğrafi olarak, hem insani ilişkilerimiz sebebiyle, hem stratejik olarak zaten canımızdan bir parçadır. Biz bu şekilde sayınca, birileri hemen karşımıza dikilip, ‘Siz daha Türkiye’nin iç meselelerini çözemiyorsunuz, niçin bu kadar geniş bir coğrafyayla ilgileniyorsunuz?’ diyorlar. Hâlbuki çok derin akrabalık ve dostluk ilişkilerimizin bulunduğu bu coğrafyalardaki gelişmelerin hiçbiri bizim iç işlerimizden, millî güvenliğimizden, bugünümüzden ve geleceğimizden ayrı düşünülemez. Bizim kimsenin iç işlerine karıştığımız yok, biz sadece kendi iç işlerimizi güvence altına almaya çalışıyoruz. Biliyoruz ki, Suriye’de kaos olursa biz burada nasıl huzur içinde yaşayacağız? Zulümden kaçan 3 milyonun üzerindeki Suriyeli kardeşimiz ülkemizde barınmıyor mu? Biz Suriye’deki gelişmelere sırtımızı dönsek bile, krizin sonuçlarından kaçabilir miyiz? İşte biz Suriye’ye gitmediğimizde Suriye bize geliyor.”
Türkiye’nin 911 kilometre sınırı olan Suriye’nin kuzeyinde doğudan batıya kadar çok ciddi bir devlet yapılanmasının ön çalışmalarının olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün biz buna sessiz kalırsak ki geciktik, o zaman bu yapılanma orada ne yapacaktır? Tahakkuk edecektir. İşte Cerablus’tan müdahaleyi yaptık ki Sayın Obama döneminde kendileriyle defaatle bunları konuştuk, maalesef hep oyaladılar, adım atılamadı” sözlerine yer verdi.
“DEAŞ TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRDÜK”
Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında El Bab’a indiğinde bazılarının tutuştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki biz buralarda kimlerle mücadele ettik? DEAŞ’ın kendisiyle mücadele ettik, buraları DEAŞ’tan temizledik. Dünya bir taraftan DEAŞ’la ilgili bize fatura keserken, biz DEAŞ’la burada mücadeleyi veriyorduk. Teröristlere bunlar ücretsiz silah verirken, biz ücretimizle dahi bunlardan silah alamıyorduk. Ama mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürdük ve 2 bin kilometrekarelik alanı güvence altına aldık” değerlendirmesinde bulundu.
Daha sonra bu bölgeye ülkelerinden ayrılmış olan Suriyelilerin dönüp yerleştiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim, sağlık ve barınma sorunlarının çözümü için bölgeye vali atadıklarını aktardı ve bütün bu çalışmaları Türkiye’nin Suriye sınırındaki şehirlerinin tehdit altında olması dolayısıyla yürüttüklerini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında, “Şimdi olay çok daha farklı bir boyuta doğru ilerliyor. Neydi o? Halep’ten kimler kaçmak sorunda kaldı? Oradaki kardeşlerimiz. Halep nedir? Halep bizim kardeşlerimiz; bugün Gaziantep’e bak, orayı Halep’ten ayıramazsın, hep bunlar iç içedir. Ve Halep’teki o insanlar o bombaların, varil bombalarının altından mecburen İdlib’e kaçmak zorunda kaldılar ve bugün milyonlarca insan İdlib’te ama her an yine tehdit altındalar. Öyleyse bize düşen bir görev de İdlib’ti. Astana’da bunun çalışmalarını yaptık, İran-Türkiye-Rusya, bu çalışmaları yaptık, Amerika büyükelçilik seviyesinde o da bunlara katıldı ve alınan kararları şimdi biz İdlib’te uygulamaya koyduk. Neydi o? Çatışmasızlık bölgesi. Öyleyse bu bölgenin korunması nasıl olacaktı? İşte dışarıda Rusya, içeride de Türkiye olarak biz Özgür Suriye Ordusuyla bu çalışmayı yürütüyoruz. Dün itibarıyla adımı atılan, bu sabah ise uygulamaya başlayan süreç şu anda bildiğiniz gibi devam ediyor ve herhangi bir sıkıntı olmadan Özgür Suriye Ordusuyla beraber bizim de desteğimizle oradaki gayret sakin bir şekilde devam ediyor. Mesele; İdlib’te planlanan bu stratejiyi hayata geçirmek.”
“YENİ BİR KOBANİ YAŞAMAK İSTEMİYORUZ”
Afrin’de yaşanan sıkıntıya da değinerek, PYD-YPG’yi sıradan bir terör örgütü olarak görmediklerini, Suriye’nin en doğusundan Akdeniz’e oluşturulmak istenen terör koridorunu bozmak mecburiyetinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer biz buna müsaade edersek yeni bir Kobani yaşarız. Kusura bakmasınlar, biz yeni bir Kobani yaşamak istemiyoruz ve bunu yaşatmayacağız. Ve buralarda gerçek hak sahibi olanlar buralardan sürülmüştür. O hak sahipleri de yerlerine gelecek. Bizim bu topraklarda gözümüz yok, ama oraların gerçek sahipleri de yerlerine yerleşsin istiyoruz, derdimiz bu” açıklamasında bulundu.
Aynı durum Irak için de geçerli olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin referandum adımını, tüm bölgede bitip tükenmek bilmeyecek çok kanlı, çok can acıtıcı ve hepsinin de sonuçları bizi ilgilendirecek bir sürecin başlangıcı olarak nitelendirdi. “Kimlikleri hepimizin malumu olan bir takım eller bölgeyi burada yaşayan herkesin felaketine yol açacak şekilde yeniden dizayn etmeye çalışıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın zamana kadar yarısı Şii, yarısı Sünni olmak üzere Telafer’de yaşayan 400 bin Türkmen’in şehirlerini terk etmek zorunda kaldığını ve şu anda şehirde 8-10 bin civarında Türkmen’in kaldığını hatırlattı.
Telafer’deki Türkmenlerin yaklaşık 100 binin Türkiye’ye geldiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunların üzerinde durmak bizim için bir görev değil mi? Efendim, şöyle diyorlar, böyle diyorlar. Kardeşler, ne derlerse desinler, biz ensar ve muhacir kültüründen gelmiş bir medeniyetin mensuplarıyız, bunu bir defa böyle göreceğiz. Kılıçdaroğlu şöyle demiş, Kılıçdaroğlu ne derse desin. Efendim, işte HDP şöyle demiş, ne derse desin. Hak ne diyor biz ona bakacağız ve yola da böyle devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin bu gelişmelere duyarsız kalması durumunda, göz göre göre gelen kötü sonuçlardan kurtulamayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgesel Yönetimi kararından döndürmek için başlattığımız ve başlatacağımız yaptırımları eleştirenler, yarın gerçekten çok büyük felaketler yaşanmaya başlandığında, acaba nasıl bir çözüm öngörüyorlar, lütfetsinler de bunu da bilelim. Sırtında yumurta küfesi taşımayanlar için oturdukları yerden ahkâm kesmek elbette çok kolay” ifadelerini kullandı.
“SORUNLARI KAYNAĞINDA ÇÖZME STRATEJİMİZİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden kanaat önderleri ile yaptığı görüşmede hepsinin Türkiye’ye bağlılıklarının tam olduğunu; ancak bazılarının kafalarında soru işaretlerinin bulunduğuna şahit olduğunu aktardı ve konuşmasına şöyle devam etti: “Bölgenin bağrına saplanan referandum hançerini birileri ‘Kürtlerin hakkı’ kılıfıyla pazarlamaya çalışıyor ve buna da müşteri buluyorsa, yapmamız gereken çok iş var demektir. Suriye’de kurulmaya çalışılan terör kantonlarına en küçük bir muhabbeti, en küçük bir olumlu yaklaşımı olan, zihnini ve gönlünü bölücülük fitnesine kaptırmış demektir. Kim ne derse desin kardeşlerim, ne düşünürse düşünsün, biz Türkiye’nin Suriye ve Irak kaynaklı tehditlerle köşeye sıkıştırılmasına izin vermeyeceğiz. Saldırıları kendi topraklarımızda karşılamak yerine, bizzat kaynağında bu sorunları çözme stratejimizi adım adım hayata geçiriyoruz. İşte Fırat Kalkanı bunun ilk adımıydı, şimdi İdlib’te bir operasyon yürütülüyor. Bize dostluk gösterene de kollarımız da sonuna kadar açıktır. Bize husumet besleyenlere sözümüzü ise burada bir kez daha tekrarlayayım: Bir gece ansızın gelebiliriz.”
“BOŞA GEÇİRİLECEK TEK BİR SANİYEMİZ YOK, ÇOK ÇALIŞACAĞIZ”
AK Parti’de devam eden kongre sürecinin tamama ermesiyle 2019 seçimlerinde partinin yükünü omuzlayacak teşkilat yapısının kesinleştirilmiş olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2019 Mart’ındaki mahallî idareler seçimlerinden ne kadar güçlü çıkarsak, Kasım ayındaki milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine o kadar morali yüksek gireriz. AK Parti’nin mahallî idareler ile milletvekili seçimlerindeki oy oranları arasında daima bir fark bulunduğunu biliyoruz. Amacımız, bu farkı mahallî idarelerdeki oylarımızı yukarıya doğru çıkartarak kapatmaktır” sözlerine yer verdi.
Yeni yönetim sistemiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı seçiminde sadece Cumhurbaşkanının seçilmeyeceğini; onunla birlikte hükûmeti, üst düzey bürokrasiyi ve icraya yönelik tüm kararları da belirleyen bir tercihin söz konusu olacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer Cumhurbaşkanlığı seçiminde arzu ettiğimiz neticeyi alamazsak diğer başarılar havada kalacak, asıl hedefine ulaşamayacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Boşa geçirilecek tek bir saniyemiz dahi yoktur, çok çalışacağız. Şahsım dâhil olmak üzere, Başbakanımız, bakanlarımız, tüm milletvekillerimiz, tüm teşkilatımız, evet, dağ tepe demeden koşturacağız. Dedim ya, gönül teması; bunu sağlayacağız, Hizmetler aynı şekilde devam edecek. Ve gidemediğimiz yer bizim değildir, bunu da böyle bileceğiz. Hem ülkemizin meselelerinin çözümü, hem partimizin seçimlerde elde etmek istediği neticeler için hep birlikte çok çalışmalıyız. Hep söylediğim gibi, Türkiye’yi 2023 hedeflerine işte bu kadro ulaştıracak.”
Hem krizlerle mücadele edip hem de hedefler doğrultusundaki programları uygulama başarısını ortaya koyacaklarına inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini istişare toplantısının hayırlara vesile olması temennisiyle tamamladı.