ATV, A Haber ve A News’de yayınlanan “Cumhurbaşkanı ile Gündem Özel” programına konuk olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’dan S-400 alımıyla ilgili bir soru üzerine, “S-400’le ilgili anlaşma yaptık, rahatsız oldular. Peki, siz verdiniz de biz almadık mı? NATO ülkelerinden bize böyle bir destek verildi mi füze konusunda? Hayır, istedik vermediler. Şimdi biz başımızın çaresine bakacağız, bir başka yerden bulduk oradan alacağız. İstediğimiz yerle bu anlaşmaları yapar, adımlarını da atarız. Buna müdahale yetkileri yok. NATO’nun kendi kuralları içerisinde de yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV, A Haber ve A News kanallarının ortak yayını ile ekrana gelen “Cumhurbaşkanı ile Gündem Özel” programına konuk oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkünde gerçekleştirilen ve canlı olarak yayınlanan programda, Banu El ve Salih Nayman’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Rusya’dan almaya hazırlandığı S-400 savunma sistemi ile ilgili olarak yöneltilen bir soruya verdiği cevapta, “Bizim ön koruma noktasında bunlara da ihtiyacımız var da onun için atıyoruz. Biz bunlarla da kalmayacağız, daha başka adımlarımız var” diye belirterek, Türkiye’nin güvenliğinde çok ileri aşamalara gelmesinin şart olduğunu söyledi. NATO üyesi Türkiye’nin NATO üyesi kimi diğer ülkelerden güvenliğini sağlayacak silahları parası karşılığında istediğinde verilmediğini; ancak parasız olarak terör örgütüne verildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PYD-YPG’ye şu ana kadar 3 bin tır dolusu zırhlı silah ve mühimmat gönderildi. Bunlar Kuzey Suriye’ye geliyor ve Kuzey Suriye’de PYD-YPG’ye veriyorlar, ama aynı zamanda oradaki Amerika’nın askerlerine veriliyor. Adı ne? Rakka operasyonunda DEAŞ’a karşı mücadele” şeklinde konuştu.
“HEDEFİMİZ, İDLİB’E GÖÇ EDENLERİN HUZURUNU SAĞLAMAK”
DEAŞ’a karşı mücadelede kullanılacağı söylenerek PYD-YPG’ye verilen silahların Irak’ta DEAŞ ve PKK’nın elinden bulunduğunu, Suriye’de de benzer durumla karşılaşıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunları bir daha yaşamak istemiyoruz. Onun için de artık biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz dedik, Cerablus’tan girdik, bir taraftan Rai’den girdik, ondan sonra Dabık dedik, ondan sonra El Bab dedik, buralara kadar indik. 2 bin kilometrekarelik bir alanın güvenliğini sağladık. İdlib’de Rusya’yla görüşmelerimizi yaptık, şimdi de hedefimiz İdlib’in şu anda sulhu sükûna kavuşmasını temin ve Halep’ten İdlib’e göç edenlerin oradaki huzurunu sağlamak. Şu anda bunu Rusya’yla birlikte götürüyoruz. Temenni ederim ki burada da hedeflerimize ulaşırız” dedi.
“TÜRKİYE’NİN SAVUNMA İMKÂNLARINI ÇEŞİTLENDİRECEĞİZ”
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzelerini alımı ile ilgili, içerde ve dışardaki kimi itirazlara karşın, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, NATO üyesi her ülkenin bu konudaki işlerini tayin etme hakkının olduğu ve bu alımla ilgili herhangi bir engelin olamayacağı yönündeki açıklamalarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Stoltenberg bu konuda NATO’nun aslında kuralını ortaya koydu. Yıllar önce Yunanistan S-300 aldı, herhangi bir uygulama yaptınız mı? Yapmadınız. Şimdi biz aynı ülkeden S-400’le ilgili anlaşma yaptık, rahatsız oldular. Peki, siz verdiniz de biz almadık mı? NATO ülkelerinden bize böyle bir destek verildi mi füze konusunda? Hayır, istedik vermediler. Şimdi biz başımızın çaresine bakacağız, bir başka yerden bulduk oradan alacağız. İstediğimiz yerle bu anlaşmaları yapar, adımlarını da atarız. Daha bizim bu çeşitlendirmemiz çok daha farklı bir şekilde devam edecek, buna müdahale yetkileri yok. NATO’nun kendi kuralları içerisinde de yok.”
Bu alımla ilgili yükselen itirazları “Türkiye’nin güçlenmesini engellemeye yönelik adımlar” olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400’lerin Suriye’nin elinde de olduğuna dikkat çekti ve “Türkiye gibi bir ülkenin elinde bu tür güçlü savunma imkânlarının olmayışı düşündürücüdür. Biz şu anda savunma sanayinde birçok adımları attık; ama atmamız gereken daha çok önemli adımlar var ve bunun için de çalışıyoruz” dedi.
AYSEL TUĞLUK’UN ANNESİNİN CENAZE TÖRENİNDE YAŞANANLAR
Programda HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesinin cenaze töreninde yaşananlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananların yanlış olduğunu söyledi ve “Her şeyden önce bizim dinimizde, bizim değerlerimizde siz kalkıp da yani defnedilen bir insanın mezarına yönelik, seversin-sevmezsin, böyle bir müdahale tarzı yoktur. Bu bir annedir ve evladı da cezaevinden yasal olarak iznini almış, annesinin defin merasimine gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir grup tarafından yapılan söz konusu müdahale için, “Böyle bir şeyi kabullenmek bizim dinimizde yok, bunu yapamazsın, buna hakkın yok” yorumunu yaptı ve ilgili kişiler için adli ve idari sürecin başladığını, İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının da bunun takibini yaptığını aktardı.
“TEOG SINAVININ KALDIRILMASI LAZIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda eğitim alanında 15 sene önce yaşananlarla bugün sağlanan imkânlara da değinerek, orta öğretimde kendisinin 75 kişilik bir sınıfta eğitim gördüğünü, bu sayının kimi yerlerde 100’e kadar çıktığını aktardı.
İktidara geldiklerinde, bütçede savunmanın ilk sırada olduğunu, birinci sırayı eğitime vererek alt yapı yatırımlarına başladıklarını, personel alımında ilk sırayı öğretmenlere ayırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, eksikliklerin yaşandığını; ancak bunların aşılacağını söyledi. Eksiklerden birinin temel eğitimden ortaöğretime geçiş (TEOG) sınavı olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEOG sınavının kaldırılması gerektiğini söyledi ve şu açıklamalarda bulundu: “Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Ha gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına, üniversite imtihanında da sosyalde, sayısalda başarı durumun neyse bu başarıya göre de girmen gereken yere de girersin.”
Yapılması gerekenin okullardaki seviyeyi yükseltmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sunucunun “Nasıl bir süreç beklemeliyiz? Ne öngörmeli veliler? Ne zaman içerisinde TEOG kaldırılır?” şeklindeki sorularına cevaben, yarın Başbakan Yıldırım ile yapacağı görüşmede konuyu kendisiyle paylaşacağını, konu ile ilgili kararı süratle almalarını isteyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel eğitimden liseye nasıl geçileceği yönündeki soruyu, “Eğer farklı okullara gitme durumu olursa her okul kendi imtihanını yapar, o okula geçmek isteyen de o okulun imtihanına girer. Dolayısıyla o okulu da kazanırsa o okula devam eder. Bunlar zor şeyler değil, bunların hepsi aşılır” şeklinde cevapladı.
TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sunucunun “Kandil’e bir operasyon var mı-yok mu merakı da var. İran’la bu konuda aynı çizgide duruyoruz gibi görünüyor en azından dışarından temaslara baktığımızda. Merak edilen konu başlıklarından biri de bu” cümleleri üzerine, şunları söyledi: “Şu anda İran’la bir olumlu adımlar var, dolayısıyla bu Kandil olur veya farklı yerler olur, şu anda bu görüşmelerimiz devam ediyor. Nasip olursa benim ayın 4’ünde İran seyahatim var, İran seyahatim yüksek düzeyli stratejik konsey toplantısının olacağı bir seyahat, bu konuları görüşeceğiz. Hassas olan Irak ve Suriye konusu, terörle mücadele önem arz ediyor. İran-Türkiye arasındaki bu ilişkiler çok daha canlanmış vaziyette, neticesi de isabetli olur diyorum.”
“AFRİN’DEN TAVİZ VERMEYİZ”
“Sınıra yönelik askerî sevkiyatın devam etmesi özellikle Afrin’e yönelik bir sınır ötesi harekât olasılığını da güçlendiriyor yorumları da yapılıyor. Böyle bir beklenti içerisine girmeli miyiz?” sorusuna ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda bizim için Afrin önemli bir yer, yani biz Afrin’den taviz veremeyiz. Zira kuzey Suriye terör koridoru olamayacaktır, olmayacaktır. Burayı bir terör koridoru olarak düşünenler varsa, bilsinler ki Türkiye Cumhuriyeti buna asla müsaade etmeyecektir, Silahlı Kuvvetlerimiz buna asla müsaade etmeyecektir. Bütün tedbirlerimiz, diplomatik çalışmalarımız bu istikamette yapılmıştır” cevabını verdi.
“FETÖ’YLE MÜCADELEDE DAHA İYİ NOKTADAYIZ”
Fetullahçı terör örgütü (FETÖ) ile mücadelede hangi aşamada olunduğu sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün gelinen noktanın geçmiş aylara göre daha iyi olduğunu vurguladı ve “Öyle zannediyorum ki yılsonu itibariyle artık net, açık neticeleri almaya ve görmeye başlayacağız. Şu anda gerek avukatlarımızın, gerek siyasilerimizin davaları takip ediyorlar, bana getirdikleri bilgiler bu istikamette” dedi.
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili davalarda FETÖ mensubu teröristlerin yalanlarına hâkim ve savcılarca itibar edilmediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Çünkü deliller ortada, belgeler ortada. Bu kadar delil, bu kadar belge varken bunu kim yutar? Ve şu anda tabii, yani savcılar bir şeyi söylerken, onların da kendi avukatları bir şeyi söylerken, öbür tarafta da herhalde mazlum, mağdur durumda olanların avukatları bunlar karşısında gereken bütün belgeleriyle, her şeyleriyle ispatı vücut ediyorlar, o zaman zaten iyice tutuşuyorlar. Şimdi bundan sonraki süreçte artık inanıyorum ki yavaş yavaş karar safhasına iş geliyor. Karar safhasında da kararlar verildikçe artık bunların hepten her şeyi inşallah bitecektir diye düşünüyorum.”
“ALMAN HÜKÛMETİ, TÜRKİYE’YE KARŞI YÜRÜTÜLEN ÇİRKİN KAMPANYAYA SEYİRCİ KALIYOR”
Almanya’da önümüzdeki hafta yapılacak seçimlerden sonra ilişkilerin normale dönüp dönmeyeceği yönündeki soruya verdiği cevapta, konuya birkaç ayrı cepheden bakılması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim sorunumuz Alman yönetimiyle mi, Alman halkıyla mı? Bizim Alman halkıyla sorunumuz yok, bizim sorunumuz Alman yönetimiyle” vurgusunda bulundu. Alman yönetiminde çelişkilerin olduğunu dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakıyorsunuz CDU’nun, yani Hıristiyan Demokratların bakışı farklı, SPD’nin Sosyal Demokratların bakışı farklı, liberallerin farklı, solcular var onların farklı, Yeşillerin onların farklı. Bunlar bizim referandum sürecinde maalesef edep, adap bütün bu sınırları aştılar. Burada yine en akıllı siyaseti bana göre tabii o dönemde Merkel yürüttü. Merkel diğerleri kadar bize azgınca saldırmadı, daha dikkatliydi” diye konuştu.
Başta Yeşiller olmak üzere, aşırı sol çevrelerin, liberallerin ve SPD’nin; şahsıyla, AK Parti’yle ve Türkiye’yle ilgili çok çirkin kampanyalar yürüttüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kampanyalara seyirci kalması sebebiyle Almanya Başbakanı Angela Merkel’den şikâyetçi olduklarını söyledi
“ALMANYA’NIN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Siz her şeyi yapacaksınız, 4500 tane PKK’lı teröristi ülkenizde barındıracaksınız, -bu sayının daha fazlası var azı yok- besleyeceksiniz, parasal destek vereceksiniz, FETÖ’cüleri Türkiye’den kaçanları ülkenizde besleyeceksiniz, her türlü imkânları onlara sağlayacaksınız, okullarını, derneklerini vesaireleri onları da, biz size Millî İstihbarat Teşkilatımız vasıtasıyla dosyalar göndereceğiz hiç duymayacaksınız, ondan sonra iki tane, üç tane Türkiye’de ajanınız Türk polisi tarafından yakalanınca da rahatsız olacaksınız. ‘Bunları bize verin’; benim sana onu verebilmem yargının kararına bağlıdır. İşte şimdi önümüzdeki hafta onların seçimi var, seçimden sonrası ne olur şu anda bilemem. Ama bugünkü gibi olacağı kanaatinde değilim, hava değişecektir, çünkü onların Türkiye’ye ihtiyacı var.”
ÖĞRENCİLERE VERİLEN KREDİ VE BURSLARDAKİ ARTIŞ
Yöneltilen soru üzerine, devlet tarafından verilen kredi ve bursların tutarının artırıldığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna göre bu dönemde lisans öğrencilerine 425 lira olarak verilen kredi ve bursun 470 liraya; yurt öğrencilerine verilen 285 liralık beslenme yardımının 330 liraya; yüksek lisans öğrencilerinin bursunun 940 liraya, doktora öğrencilerinin bursunun ise 1410 liraya çıkarıldığını kaydetti.
“BEDELLİ ASKERLİK GÜNDEMİMİZDE YOK”
Bedelli askerlik konusu ile ilgili olarak da “Şu anda gündemimizde bu yok; çünkü şu anda ciddi manada asker kadrosunda eksilme var. Bunun için biz vatansever evlatlarımızı askere bekliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerlik süresinin izinler düşüldüğünde üniversite mezunlarına 5 ay, 10 gün, üniversite mezunu olmayanlar için 11 ay sürdüğüne dikkat çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaldı ki hep söylerdik ya, biz asker bir milletiz. Asker milletsek bunun gereğini de yapalım, bundan kaçınmayalım. Ve geçmişimizde bu yoktu, şimdi son zamanlarda bunlar biraz böyle artış kaydediyor. Temenni ederim ki bunlar gündemden yavaş yavaş düşer ve herkes o şerefli giysiyi giymek suretiyle yola devam eder.”
“ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİNİ 2018’NİN SONUNDA BİTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Konuyla ilgili yöneltilen bir soru üzerine, geçen 15 sene içerisinde ‘en eksi’ diyebileceği alanın; kültür sanat alanı olduğunu ancak bu eksiği giderebileceklerine inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda hizmet veren Harbiye Kongre Merkezi’nin ardından Atatürk Kültür Merkezini çok güzel bir proje ile yenileyeceklerini açıkladı. Atatürk Kültür Merkezinin inşaatına kısa bir süre sonra başlanacağını ve 2018’nin sonunda bitirmeyi hedeflediklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Tam bir opera merkezi oluyor inşallah ve burası üç balkonu olan, 2 bin 500 kişiyi aynı anda alabilecek olan ve çok amaçlı hizmet verebilecek, sadece o opera gösterilerinin olacağı günlerde açılan değil, yıl boyu birçok hizmetleri verebilecek, küçük salonlarında değişik toplantıların yapılabileceği bir yer olacak. Ve dış cephe giydirmeleri ise, hakikaten hayranlık uyandıracak muhteşem bir eser. Bunun da tanıtımını öyle zannediyorum ki iki ay içerisinde bizzat kendim Ankara’daki kongre merkezinde millet evinde yapacağım. Arkadaşlarımız hazırlıkları yapacaklar, orada da tanıtımını yapıp ondan sonra inşaatı başlatacağız.”
Programın son bölümünde Kanal İstanbul projesinin ne zaman açıklanacağı sorusunu da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda o da son aşamalarda, ihalesi yapılacak. Şu anda zannediyorum hükûmetimiz onun da ihale hazırlıklarını yapıyor, ihaleye çıkılacak, adım atılacak inşallah” dedi.