Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında gerçekleştirilen “Madencilik Sektör Toplantısı”na katıldı.
Bir buçuk yıl önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın tüm kısımlarını elden geçirmeye başladıklarını aktaran Bakan Albayrak, yapısal dönüşümlerin gerekliliğini anladıklarını ifade etti.
Albayrak, bu süreçte Türkiye’de kritik önemi haiz ve enerji arz güvenliğiyle ilgili konulara çok fazla mesai harcadıklarını vurgulayarak, “Geçen yıl attığımız adımlarla, sistemin oturması, altyapının yenilenmesiyle süreç yoluna girdi. Peki enerjiye bu kadar vakit ayırıyoruz da maden sektörü öksüz evlat mı? Değil. Tam tersine, maden sektörü Türkiye için çok hayati ve kritik bir sektör.” diye konuştu.
Nisan ayı itibarıyla yeni bir sürecin başlangıcını ifade eden Milli Enerji ve Maden Stratejisi’nin lansmanını yaptıklarını hatırlatan Albayrak, madenin ekonomik, toplumsal ve istihdamdaki önemine işaret etti.
Albayrak, katma değerli sektörlerin başında gelen madenciliğin, mesafe olarak katetmesi gereken büyük yolu olduğuna dikkati çekerek, “Ham maddede bir çarpansa, yarı mamülde sekiz, tam mamüle döndüğünde ortalama 24 çarpana kadar çıkabilecek bir katma değer üretebilecek bir sektörden bahsediyoruz. Gayrisafi milli hasılaya oranı, ortalama, madencilik anlamında ileri düzeyde olan ülkelerin yüzde 5,6,7’lerde hisse aldığı bir sektörden bahsederken Türkiye’de bu oran yüzde 1’lerde. Bunun Türkiye ekonomisi açısından 5,6,7 katı büyüyebilecek bir potansiyeli var.” ifadelerini kullandı.
MİGEM’in iş yükü sıfırlanacak
Milli Enerji ve Maden Politikası çerçevesinde, en kritik adımlardan birinin, Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankası (TÜVEK) arşivleme ve bilgi bankası olduğunu kaydeden Albayrak, bu yapının yasal süreci hayata geçtikten sonra fiziki olarak neticelenmesiyle ilgili 21 Temmuz itibarıyla yönetmeliğin devreye girdiğini söyledi.
Sektördeki en kritik ayağı oluşturan bu Karot Bilgi Bankası sisteminin hayata geçmesinin, Türkiye açısından çok büyük bir önemi haiz olduğunu belirten Albayrak, şöyle devam etti:
“İnşallah Bakanlar Kurulu’nun onayıyla geçen hafta aldığımız bu yönetmelik, yılbaşı itibarıyla artık Türkiye açısından çok kritik bir noktayı ifade ediyor. Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MİGEM) yeniden yapılandırılmasında ise liyakat çerçevesinde çok önemli anlam ifade ediyor. Nitelikli çalışan personel ihtiyacıyla ilgili ilk fazı başlattık. Bu çerçevede, yaklaşık 100 kişilik bir kadro oluşturduk ama yaklaşık 72 tanesi bu nitelikleri karşıladığı için, doldurmuş olmak için değil, hakikaten o niteliklere haiz bir personel kadrosu noktasında ilk fazı gerçekleştirdik. Çünkü MİGEM’i sahada, doğru bir şekilde kaliteli bir şekilde sektörün amaçladığımız noktaya ulaşması için gerekli altyapıyı oluşturmasıyla alakalı bir süreçti. Bunu gerçekleştirdik.”
Albayrak, MİGEM’in yeniden organizasyonunun, yapısal dönüşümünün sağlanması açısından yeni genel müdür ve onun oluşturduğu ekiplerle iş süreçlerini ve organizasyon yapısını iyileştirmek için hedefler koyduklarını anlattı.
Özellikle iş süreçlerinin hızlanmasıyla alakalı önemli adımlar attıklarını vurgulayan Albayrak, “MİGEM’de biriken bir iş yükü var. Bugüne kadar birikmiş tüm iş yükünü eylül sonu itibarıyla sıfırlayacağız. Bundan sonra, MİGEM yeni tamamlanan iş süreçleri ve zamanlama hedefleriyle çok daha dinamik ve aktif bir kuruma dönüşecek.” açıklamasında bulundu.
Madende yeni model
Maden sahalarını, sektörün ve pazarın, katma değerli ürün elde edeceği yeni bir modeli başlatacaklarını duyuran Albayrak, şunları kaydetti:
“Biz ham kromları ham bakır, ham altınları ihraç ediyoruz ancak 10 katına bize geri dönüyor. Bu model, hem yatırımcı dostu hem ülkeye, istihdama ve sektörün büyümesine katkılı hem de ortaya konan katma değerle Türkiye’nin cari açığına ilaç olacak bir süreç olmalı. Türkiye son 10 yılda ortalama 44 milyar dolar enerji ithal ederken 10,6 milyar dolar ortalamayla ham ve yarı mamul maden alanında ithalat gerçekleştirmiş. Bu maden sahalarıyla ilgili yeni bir model oluşturacak süreçle ilgili konuyu ciddi bir iyileştirme noktasında halledeceğiz. Maden yönetmeliğini 30 Eylül’den önce hayata geçireceğiz. MTA’nın yurt dışı düzelemesini meclisten geçirdik. üçüncü ülkelerde kamu olarak önümüzü açacak modellerle özel sektörün iş bitiriciliğini kamunun bilgi birikimiyle harmanlayacağız. Bu konuda DEİK ile de görüşüyoruz.”
Güvenlik ve işçi sağlığı unsurlarının, kesinlikle vazgeçmeyecek ve tolerans göstermeyecekleri konular olduğunu vurgulayan Albayrak, “Bu ülke ve sektör için çok önemli. Bürokrasinin azaltılmasıyla birlikte şeffaflık sürecini bu resme ekleyeceğiz. E-maden sistemine geçerek birçok iş yükünü hafifleteceğiz. Tüm bu çerçeveden bakıldığında, sektörü yeniden yapılandıracağız. Artık biz bölgede ve dünyada önemli firmaların Türkiye’de de faaliyette olduğu bir sektörel büyümeye de şahit olacağız. Kurumsallaşması yeni modellerle birlikte daha ileri noktada olan bir sektöre dönüşümün önünü açmak için çalışacağız.” ifadelerini kullandı.
Güvenlik olmazsa olmaz
Albayrak, en kritik ve sıfır toleransla yaklaşacakları konularından birinin de güvenlik olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Allah korusun bir kaza olduğu zaman madencilik sektörü duruyor. Bir işletmede yapılan hata tüm sektörü etkiliyor. Sektörün belki 10-20 yılını alabiliyor. Türkiye’nin bu kadar süre kaybetme lüksü yok. Bu kadar yer altı kaynağımız var, bununla ilgili tüm bilimsel çalışmalarla birlikte altyapısal iyileştirme ve geri dönüşümü sağlayacağız ama babadan kalma metotlarla değil. 21. yüzyıldayız, kendimizi ve Türkiye’yi güncelleyeceğiz. Katma değerli kurumsallaşmış bir sektöre dönüşme stratejisini izlememiz lazım. Bununla ilgili aldığımız kararlardan kimse endişe etmesin. İş sağlığı ve güvenliği, bundan sonraki sürecin sacayağıdır. Maden yönetmeliğiyle ilgili husus tamamlandı, müsteşar beyden geçti ve bana geldi. İnşallah ağustos ayı içinde yönetmeliği çıkartıyoruz.”
Albayrak, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu’nun (UMREK) sektöre kazandırılmasının, uzun vadeli yatırımlara finansman sağlanmasıyla ilgili mali çalışmaların en kritik noktalardan biri olduğunu söyledi.
Sektörün kurumsallaşması adına attıkları adımların başında gelen UMREK’in, söz verdikleri üzere tamamlanarak hayata geçtiğini ve gelecek süreçte sektöre çok ciddi katkı sağlayacağını belirten Albayrak, hedeflerinin ağustos sonu olduğunu aktardı.
Albayrak, yaptığı konuşmada, Maden İşleri Genel Müdürlüğünün organizasyon yapısında yenilenmeye gittiklerini belirterek, yeni yapılanma sürecinin bir parçası olarak kurdukları MİGEM Akademiyle ciddi bir eğitim sürecini başlattıklarını açıkladı.
Albayrak, nitelikli personel alımının yanı sıra mevcut personelin eğitimiyle birlikte MİGEM Akademiyle çok net ve somut yeni bir süreci ortaya koyacaklarını dile getirerek, sektörün dönüşümünün önce kendi dönüşümlerinden başladığını ifade etti.
Bu yeniden yapılanmanın bir başka önemli adımının da yine eylül sonu itibarıyla nihayete erdirecekleri bir Maden Koordinasyon Kurulu olduğunu aktaran Albayrak, karşılaşılan problemleri minimuma indirmek için ilişkili kurumların üst düzey yetkilileriyle bir koordinasyon kurulu oluşturulacağını söyledi.
Sorunları minimuma indirecek, netice odaklı yeni bir süreci başlatmak niyetinde olduklarını yineleyen Albayrak, şunları kaydetti:
“Tabii burada pozitif gündem oluşturması noktasında özellikle ağustos sonuna kadar bu bizden onayı çıkmış 917 yeni sahanın ihale süreçlerini başlatacağız. Yıl sonuna kadar iki bin 500 olarak hedeflenen maden sahasının ihale süreçlerini başlatacağız. Bu ve benzeri toplantıları, daha sık istişari noktalarda koordine olmasıyla ilgili adımları atacağız. Esas amaç üzüm yemekse, detaylara takılmamız lazım. Onun için birçok açıdan biz Enerji Bakanlığı olarak durumdan vazife çıkardık ve çıkaracağız.”
Gecikmelerin ardında FETÖ var
Albayrak, sektörü büyüteceklerini belirterek, bu noktada iş akışı süreçleriyle ilgili iyileştirmeler noktasında ciddi bir sürecin işlediği bilgisini verdi.
Geçmiş dönemde ilk müracatın ortalama dört haftayı aldığını ancak hedefin bir haftayı geçirmemek olduğunu aktaran Albayrak, şöyle devam etti:
“İhale ilanları ve diğer süreçler yaklaşık bir yılı bulduğu bir süreçte 12 ayı bir aya indiriyoruz. Burada bahsi geçen birçok eski dönemli çok daha fazla zaman alan iş akışlarının hepsinde radikal iyileştirmeler yapıyoruz. Buralarda istihbari ve devlet güvenliğiyle ilgili hususuyla ilgili belli süreler var, bu hepinizin malumu. Sektörde katıldığım birçok yerde bana gelen taleplerin bir kısmı bunu da ilgilendirdiği için söylemem lazım. Hele de 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin ve sektörün ekonomideki maalesef geçmişten gelen bu FETÖ’cü yapılanmanın da oluşturduğu olumsuz ve yaşanmış örneklerin gerçekliğinden hareketle, halihazırda birçok resim yakaladık. Yabancıya, şirket satıyor. Yurt dışından yabancı gelmiş Türk firmaları alıyor. Bir de bakıyorsunuz, yurt dışında sattığı Kanadalı firmanın arkasından kim çıkıyor? FETÖ…”
Buralarda, devlet olarak çok dikkatli davranmaları gerektiğinin altını çizen Albayrak, son dönemde bunun gibi çok ciddi sayıda işlemin yakalandığını ve FETÖ’cü olmayanlarla ilgili bir sıkıntıları bulunmadığını dile getirdi. Bakan Albayrak, “Güvenlik kısmında, Bakanlıkla ilgili atılan adımların hepsinin, geçmiş döneme kıyasla çok daha anlamlı bir iyileştirme yaparak, adımları mutlaka hızlandıracak bir düzenlemeyi hayata geçirerek netice alınması ve katkı yapılmasıyla ilgili adımları atacağız.” diye konuştu.
Jeokimya haritası yılbaşına bitiyor
Albayrak, bu çerçevede jeofizik ve jeokimya altyapısıyla ilgili adımlar da attıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“İnşallah jeokimya kısmında, biz geldiğimiz döneme kadar 50 küsür bin numuneyle Türkiye’nin neredeyse yaklaşık yarısının jeokimya haritası bitmişken, bu yıl aldığımız bir 50 küsür bin numuneyle bir yılda bütün jeokimyayı bitiriyoruz. Önümüzdeki yılbaşı itibarıyla Türkiye’nin jeokimya haritası çıkmış olacak. Jeofizik alanında da süreç hızla ilerliyor, hedef 2018’in sonu ama bunu daha hızlı almak için çalışıyoruz. MTA Oruç Reis gemimiz, sismik araştırmaların yanı sıra, denizin altındaki yer altı toprak zenginliğiyle ilgili de numune alma, laboratuvarda inceleme gibi çalışmalar için de çok kapsamlı ve teknik altyapısı güçlü bir gemi. Burası maden bölgesi. Maden bölgesiyle ilgili yaptığımız düzenleme ve bunun oluşturduğu süreçler de aynı şekilde önem arz ediyor.”