TOBB Türkiye Ekonomi Şûrası’na katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada TOBB’un tüm üyeleri nezdinde yeni bir istihdam seferberliği başlatıyoruz. Bu defa inşallah 2010-2011 yılındaki rekoru da geride bırakacak bir sonuç elde edeceğiz, ben buna inanıyorum. Bugün başlattığımız istihdam seferberliğine, birliğimizin tüm üyelerini, tüm illerimizi etkin bir şekilde katılmaya davet ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen Ekonomi Şûrası’na katıldı. TOBB konferans salonunda düzenlenen ve Başbakan Binali Yıldırım ile bakanların katılımıyla gerçekleşen şûrada, ticaret ve sanayi odalarının, borsaların ve organize sanayi bölgelerinin başkanları, sektör temsilcileri ve iş adamları da hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan programda bir konuşma yaptı.
“EKONOMİYLE İLGİLİ ATILAN HER ADIMI İŞ ÇEVRELERİ İLE İSTİŞARE ETTİK”
Şûranın hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şûranın düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik etti. Bugüne kadar ekonomiyle ilgili atılan ve atılacak olan her adımı iş çevreleri ile istişare ettiklerine ve bugün de bu amaçla bir araya geldiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin, son 14 yılda 3 kat büyümesinde, gerek bu çatı bünyesinde gerek tek tek sektörler düzeyinde, gerekse de şehirlerimizde yaptığımız istişarelerin büyük katkısı vardır. İnşallah, bugün ve bundan sonra yapacağımız iş birliği, 2023 hedeflerimiz doğrultusundaki yürüyüşümüzü hızlandırmamızı sağlayacaktır” diye konuştu.
TOBB çatısı altında temsil edilen kuruluşların, 15 Temmuz darbe girişimi karşısında gösterdikleri sağlam duruşun takdire şayan olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ihanet çetesinin iş dünyasından da temizlenmesi hususunda daha fazla hassasiyet gösterilmesini millet adına beklediklerini söyledi ve “Yaşadıklarımız ve ortaya çıkan hakikatler bize, Türkiye’nin FETÖ, DEAŞ, PKK gibi terör örgütlerinin başını tamamen ezmeden güvenle ve tam kapasiteyle yoluna devam etmekte zorlanacağını gösteriyor. Bu bakımdan, sadece kendiniz değil, ülkeniz, milletiniz, özellikle de gelecek nesiller için yürütülen mücadeleye destek vermeniz şarttır” dedi.
“DEĞERLENDİRME KURULUŞLARI BU MİLLETİN GİRİŞİMCİSİNİN KADERİNİ BELİRLEYEMEZ”
Türkiye’nin, sınırları içinde ve dışında yaşanan gelişmeler sebebiyle, tarihinin en kritik mücadelelerinden birini verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Biz buna ‘Yeni İstiklal Mücadelesi’ diyoruz. Çünkü bugün yaşadıklarımızı ancak Çanakkale ve Kurtuluş Savaşımızla mukayese edebiliriz. Sınırlarımızdan ekonomimize, huzurumuzdan refahımıza kadar her alanda yoğun saldırı altındayız. Suriye ve Irak’ta, ülkemizin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yla ilişkisini fiilen kesmeye yönelik bir terör koridoru inşa edilmeye çalışılıyor. Bunun için tüm terör örgütleri kullanılıyor, gizli veya açık destekleniyor. Aynı terör örgütleri, malum merkezlerden aldıkları güçle ülkemizde de eyleme yönlendiriliyor. Bölücü terör örgütünün 6-7 Ekim olaylarında, çukur eylemlerinde ortaya koyduğu strateji, kendi aklı da değildir, kendi imkânlarının ürünü de değildir. Yine DEAŞ’ın ülkemizde yaptığı veya yapmaya çalıştığı eylemlerin de akılla, mantıkla izah edilebilecek bir tarafı yoktur. Türkiye’nin yakın tarihte gördüğü en büyük ihanet olan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, ‘çalışma arkadaşlarımızın hepsi hapiste’ serzenişinde bulunanların niyetleri de gayet açıktır.”
Bu saldırıların tamamının ekonomi ayağıyla birlikte yürütüldüğünü vurgulayan ve bu saldırıları ‘ekonomik terör’, saldırıda bulunanları da ‘ekonomik terörün aktörleri’ olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dikkat ediniz, Türkiye ne zaman güvenlik sorunlarıyla karşılaşsa, hemen ‘ekonomiyi durdurma’ çağrıları, döviz ve faiz manipülasyonları, üreticileri ve tüketicileri ürkütmeye yönelik taktikler beraberinde zuhur ediyor. Sadece içerde değil, aynı zamanda dışarda zuhur ediyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili attıkları adımların altında ne yatıyor zannediyorsunuz? Orada da yatan kesinlikle ekonomik terör ile bu terörü estirmek suretiyle ‘acaba biz Türkiye’yi nasıl ürkütürüz’ bunun gayreti içine girdiler. İstedikleri neticeyi alabildiler mi? Alamadılar. İddia ile söylüyorum; alamayacaklar. Dünyadaki kredi derecelendirme kuruluşlarının iradesi, bu topluluğun iradesinin üstünde değildir, olamayacaktır. Yeter ki biz dik duralım, sağlam duralım. Şu değerlendirme kuruluşu bu değerlendirme kuruluşu bu milletin girişimcisinin kaderini belirleyemez. Bu kaderi siz belirleyeceksiniz. Bu kaderin üstünde de bir kader vardır, biz buna da inanırız” değerlendirmesinde bulundu.
“İSTİHDAMI ARTIRARAK İŞSİZLİĞİN ÖNÜNE GEÇMELİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı çevrelerin de, sırf kendi siyasi çıkarları uğruna, bu koroya katıldıklarına değinerek, “Hepimizin aynı gemide bulunduğunun farkında olmayan birileri, sırf kaptanı sevmedikleri için, geminin dibini delmeye, direğini de devirmeye çalışanlara destek veriyor” eleştirisinde bulundu.
Milletin ‘tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet’ ilkesinin etrafında birleşerek ülkesine sahip çıktığını altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Hayatını hiçe sayarak gövdesini 15 Temmuz’da tankların altına siper eden, terör saldırılarında ve darbe girişimlerinde evlatlarını toprağa veren bu millet için ne yapsak azdır ne söylesek kifayetsizdir” sözlerine yer verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada, bu salonda bulunan sizlerle birlikte, 80 milyon kahramana karşı borcumuzu ödeyebilmemiz için önümüzde bir fırsat vardır. Bu fırsat, az önce Sayın Başkanın da ifade ettiği gibi, istihdamı artırarak, son dönemde yeniden yükselişe geçen işsizliğin önüne geçmektir” diye ekledi.
“Bizler bayrağımızı karşısına dikilenlerin karşısında olmak için, bu Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ‘evet’ demek için bu yola çıktık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında anayasada 18 maddenin değiştirilmesi ile ilgili TBMM’den çıkan referandum kararı ile ilgili, “Kandil’dekilerle omuz omuza verenler, onlarla beraber bu ülkede bir şeyler yapmak isteyenlere karşı bu adım atılmıştır. Ve ben onun için bu yolculuğu kutlu yolculuk olarak telakki ediyorum, kabul ediyorum. İnanıyorum ki benim milletim ‘evet’ demek suretiyle bu yolculuğu onaylayacaktır” açıklamasını yaptı.
“TÜRKİYE’NİN BÜYÜME VE İSTİHDAM KARNESİ PARLAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin büyüme ve istihdam karnesinin parlak olduğuna, geçen 14 yılda Türkiye’nin, küresel finans krizinin yaşandığı 2009 yılı hariç, ortalama yüzde 5,9 oranıyla tüm yılları büyümeyle kapattığına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel finans krizinin başlamasından bu yana Avrupa’daki istihdamda 6 milyon azalma olduğunu, buna karşılık 2016 Ekim ayına kadar Türkiye’de 6,5 milyonun üzerinde ilave istihdamın ortaya çıktığını, iş gücünün 20 milyon 604 binden, 27 milyon 267 bine yükseldiğini aktardı.
Türkiye’de işsizlik rakamlarının artmasının sebebinin, istihdamda azalma yaşanmaması değil, nüfusumuzdaki genç oranının yüksekliğinin ve kadınların iş gücüne katılımının artması olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine düşenin istihdamı daha çok artırmanın yollarını aramak olduğunu, bunun için de hükümetin her alanda ciddi önlemler alıp teşvik paketleri açıkladığını kaydetti. TOBB’un ‘nefes kredisi’ adı altında reel sektöre toplamda 5 milyar liralık düşük maliyetli kredi desteği sağladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bankaların yüzde 15’le ve nazlanarak kredi bahşettikleri bir ortamda siz, yüzde 9,90 maliyetli kredi imkânı sağlayarak, âdeta KOBİ’lere yeni bir can suyu, taze bir nefes verdiniz. Bu isabetli kampanyanızdan ötürü sizleri tebrik ediyorum” diye ekledi.
“İSTİHDAM SEFERBERLİĞİNE ŞEHİRLERİMİZİN TAMAMI ETKİN ŞEKİLDE KATILACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bugün de, sizlerle birlikte, bir istihdam seferberliğini başlatıyoruz. 2010 yılında, 65. Genel Kurulu Toplantısında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyelerinin her birine yaptığım bir çağrı vardı, işte bugün o çağrıyı güncelleyerek yapmış oldum. O dönemde birilerinin istihzayla karşıladığı, tartışmaya açtığı bu çağrım, sağ olun, sizler tarafından sahiplenildi. 2011’e geldiğimizde, yıllık 1 milyon 400 bin ilave istihdamla rekor bir artışı hep birlikte yakaladık. Madem fevkalade bir durumla şu anda karşı karşıyayız, öyleyse, yeniden kolları sıvama zamanıdır. Bugün burada, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin tüm üyeleri nezdinde yeni bir istihdam seferberliği başlatıyoruz. Bu defa, inşallah 2010-2011 yılındaki rekoru da geride bırakacak bir sonuç elde edeceğiz, ben buna inanıyorum. Biraz önce, Rıfat beyin de ifade ettiği gibi, inşallah yılsonunda, her ilin, her sektörün istihdam şampiyonlarını birlikte ödüllendireceğiz. Bugün başlattığımız istihdam seferberliğine, birliğimizin tüm üyelerini, tüm illerimizi etkin bir şekilde katılmaya davet ediyorum.”
İllerde valilerin, oda, borsa ve organize sanayi yönetimi başkanları ile birlikte bu meseleyi yakından takip etmesi, âdeta bire bir markaj yapması gerektiğini dile getiren ve belediyeleri de bu istihdam seferberliğine katılmaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Valilerimize ben buradan bir çağrı yapıyor, aynı zamanda talimatımı veriyorum: İstihdam seferberliğine, mümkün olan en iyi neticeyi almak üzere, şehirlerimizin tamamı da etkin şekilde katılacaktır” şeklinde konuştu.
“ENFLASYON NETİCEDİR, FAİZ SEBEPTİR”
İstihdam seferberliği başlatmakla kalmayıp bunun için özel sektöre gereken desteği sağladıklarına ve ilgili bakanlıkların bu konuda hazırlıklarını yaptıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, faiz politikası ile ilgili şu değerlendirmelere yer vererek tamamladı: “Ülkemin faiz politikasından şikâyetçiyim. Bu faiz politikasıyla ülkem kalkınmaz. Bu faiz politikası aslında bir sömürü aracıdır, bunu da özellikle söylemek istiyorum. Zira girişimci atacağı adımları neyle atacak? Alacağı düşük faizli krediyle yapacak. Fakat kalkıp Merkez Bankası’nın ilan ettiği faiz oranını ikiye katlayarak kalkıp da kredi vermeye yönelirsen, yüzde 15, yüzde 16, yüzde 17’yle bu ülkede biz bir yere varamayız. Onun için finans sektörünün patronlarını özellikle insafa davet ediyorum. Tabii başta kamu bankaları olmak üzere, onu da söylüyorum ve kararlı bir şekilde bu adımı atmaya mecburuz. Çünkü enflasyon için bazıları farklı sebepler üretiyorlar, yok domates fiyatları artmış, yok patates fiyatları artmış, yok hıyar fiyatları artmış; hepsi hikâye. Hepsinin dayandığı yer faizdir faiz, bunu böyle biliniz. Enflasyon neticedir, faiz sebeptir, bunu böyle biliniz. Enflasyonu doğuran bir numaralı sebep faizdir ve faizle enflasyon doğru orantılıdır, ters orantılı değildir, kimse bunu bize yutturamaz. Ama ne yazık ki bakıyoruz, güvendiğimiz, inandığımız birçok mahfil burada hâlâ aynı yanlışı işliyor. Ve ben diyorum ki, TOBB çatısı altında hep birlikte bu mücadeleyi vereceğiz, hükûmetimiz de inanıyorum ki bu konuda kararlı duruşla bu süreci işleyecektir. Faizin sömürüsü altında çöken birçok firmalar var, inşallah bundan sonra bu çöküşleri de ülkemizde yaşayamayacağız diye düşünüyorum.”