Türkiye

Bu Ülkeyi, Cenk Meydanlarındaki Şehitlerin Mübarek Kanlarıyla Kurduk

Şanlıurfa’da STK temsilcileri ve kanaat önderleri ile akşam yemeğinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada “Kimse güçlenen Türkiye’yi hazmedemiyor. Güçlü bir Türkiye’nin neler başarabileceğini çok iyi biliyorlar. İsteseler de istemeseler de biz bu işi başaracağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, terör örgütleri ve ekonomik manipülasyonlar üzerinden dayatılan senaryoyu kabul etmedik etmeyeceğiz” dedi.

Şanlıurfa’da temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa Valiliği’nin düzenlediği akşam yemeğine katıldı. Nevali Otel’de gerçekleşen ve Şanlıurfa’daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile kanaat önderlerini bir araya getiren yemekte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de hazır bulundu.

Yemekte bir konuşma yapan ve 1,5 yıllık aradan sonra evliyalar ve enbiyalar şehri Urfa’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün katıldığı tören ile açılışları yapılan, 600 milyon yatırım bedeline sahip 58 hizmet ve tesisin hayırlı olmasını diledi, hizmet ve tesislerin yapımında emeği bulunanları tebrik etti.

“HER ŞEY TÜRKİYE İÇİN”

Siyasette yola çıktıklarında ‘her şey insan için, her şey Türkiye için’ dediklerini hatırlatan ve “Her şey Türk için demedik, her şey Kürt için demedik, her şey Arap için, Laz için, şu için, bu için demedik” sözlerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışa sahip olduklarını ve bu anlayışla Türkiye’nin dört bir yanını donattıklarını söyledi ve bu ay sonuna ilk şehir hastanesinin açılışını Mersin’de yapacaklarını ve yapımı tamamlanan şehir hastanelerini sırayla açmaya devam edeceklerini açıkladı.

“Tarih boyunca Hakk’ın, adaletin, millî iradenin, kardeşliğin yanında saf tutan Urfalı kardeşlerimiz için ne yapsak az. Son dönemdeki sağlam duruşundan dolayı Urfa’ya vefa borcumuz da var. Siz burada teröre prim vermediniz, teröristlere prim vermediniz, tüm tehditlere rağmen dik durdunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminde 4 Urfalının göğsünü kurşunlara siper ederken şehit olduğunu, 2 Urfalı vatandaşın gazilik payesine kavuştuğunu, en son Beşiktaş’taki terör saldırısında Urfalı polisler Enes Çiçek, Mehmet Taş ve Süleyman Sorkut’un şehadet mertebesine ulaştığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörle mücadele başta olmak üzere bayrağımız, bağımsızlığımız ve vatanımız için toprağa düşen tüm şehitlerimize bir kez Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.

“BU TOPRAKLARIN HARCI, YÜZYILLARDIR MUHABBETLE YOĞRULMUŞTUR”

800 yıl önce Urfa’da yaşamış, Hayati Harrani’nin ‘Muhabbet marifetin ve Hakk’a giden yolun en büyük nişanıdır. Baki olana ancak muhabbet ile kavuşulur’ sözünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Evet, bu toprakların harcı yüzyıllardır işte bu muhabbetle yoğrulmuştur. Bu millet aslında âşık ve maşuk topluluğudur, ama son dönemde birileri bunu kurcalamaya başladı. Aşkımızı çekemeyeler oldu, sevdamızı çekemeyenler oldu, bu muhabbetimizi çekemeyenler oldu. İstedikleri kadar çekemesinler, âşıkla maşuk ayrılmaz, Ferhat’la Şirin’in ayrılmadığı gibi. Ama biz tabi aşkımızı kaybettik, bunu da görelim. Öyle diyor bir düşünür, ‘aşk nedir diye sormuşlar, o da cevabını vermiş: ‘Aşk, kişinin sevdiğinde yok olmasıdır.’ Öyle lafla aşk olunmaz; sevdiğinde yok olabiliyor musun? Ha gerçek manada âşık işte odur, diğerleri lafı güzaf. İşte Anadolu’yu bize yurt kılan, İstanbul’un fethini sağlayan, Rumeli’nin, Afrika’nın, Asya’nın kapılarını açan sır, bu muhabbette gizlidir, bu aşkta gizlidir. Ferhat’a dağları deldiren işte o aşktır. O aşk olmazsa o dağlar delinmez. O vuruyor, vurdukça ne diyordu? ‘Çoğu gitti, azı kaldı.’ Biz de yola öyle çıktık. Yoksa sorunlar çoktu, dertler çoktu; ama biz her attığımız adımda ‘çoğu gitti, azı kaldı’ diyorduk. Eğitimde bunu yaptık, sağlıkta bunu yaptık, adalette, emniyette, ulaşımda bunu yaptık, enerjide, gıda, tarımda vesaire hep bunu yaptık. Birileri önümüzü kesmek istedi, tehdit ettiler, ‘diktatör’ dediler, ‘yapamazsınız, edemezsiniz’ dediler. Biz de dedik ki, Allah’ın izniyle yapıyoruz, yapacağız, çatlasınız da, patlasanız da yapacağız.”

“ŞEHİTLİKLERİMİZ, İSLAM COĞRAFYASININ BİR ÖZETİDİR”

Bu coğrafyada kardeşçe ve özgürce yaşamanın bedelinin Malazgirt’te, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda atalarımız tarafından ödendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyükşehirlerde, şurada, burada terör eylemleri vesaire yapıyorlar. Arkadaşlar, tabi ki her başarının bir bedeli vardır, ama er veya geç bu işi Allah’ın izniyle bitireceğiz. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız: Biz bu ülkeyi masa başında yapılan pazarlıklarla değil, cenk meydanlarında toprağa düşen şehitlerin mübarek kanlarıyla ve büyüklerimizin dualarıyla kurduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın 32 ülkesinde Türk şehitliğinin olduğunu ve şehitliklerimizin ‘İslam coğrafyasının bir özeti’ niteliğini taşıdığına işaret etti ve “Çanakkale’ye gidip şehitlikleri gezdiğinizde, mezar taşlarını okuduğunuzda orada coğrafyamızın tüm renklerini görürsünüz, 81 vilayetin tüm renklerini görürsünüz. Gelibolu’da Halepli Ahmet ile Kudüslü Muhammed, Şanlıurfalı Yusuf ile Samsunlu Mehmet’in koyun koyuna yattığını görürsünüz” sözlerine yer verdi.

“TÜRKİYE, UMUDUN ADI OLDU”

Türkiye’nin fiziki sınırları ile gönül sınırlarının farklı olduğunu, mevcut sınırlarıyla idrak edilebilecek, 780 bin kilometrekaredeki varlığıyla anlaşılabilecek bir ülke olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’den Irak’a, Arakan’dan Somali’ye, Türkistan’dan Balkanlar’a kadar büyük bir coğrafya için umudun adı olduğunu, inançları ve özgürlükleri uğruna zulüm gören, katledilen yüzbinlerce insan için bu toprakların, güvenin ve çarenin sembolü olduğunu kaydetti.

Son 6 yıldır Şanlıurfa’nın zulümden, katliamdan ve soykırımdan kaçan Suriyeli muhacirlere sahip çıkarak bu gerçeği bir Ensar anlayışıyla dünyaya gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfalılara hitaben şöyle konuştu: “Komşuluk kardeşlik hakkının ne olduğunu duruşunuzla, fedakârlığınızla siz tüm dünyaya ispat ettiniz. Savaşta katledilen masumları gördükçe insanlık için umutlarını yitirenler, gelsinler Şanlıurfa’ya baksınlar. Yardım isteyen insanları kapılarından kovanlar, tel örgülerin arkasında güvenlik arayanlar, gelsinler mazluma nasıl sahip çıkıldığını Şanlıurfa’da görsünler. Doğrusu ben böyle vefakâr bir milletin evladı olduğum için, böyle büyük bir ülkenin Cumhurbaşkanı olduğum için daima şeref duyuyor, Rabbime hamd ediyorum. Ben Suriyeli muhacirlere Ensar olan, onları şefkatle bağrına basan, sofrasına bir tabak da kardeşleri için koyan tüm Urfalılara teşekkür ediyorum. Gösterdiğiniz fedakârlıkları, çektiğiniz sıkıntıları çok iyi biliyorum, ama inanın gösterdiğiniz kadirşinaslık hepsine değer.”

SURİYELİ VE IRAKLI GÖÇMENLERE VATANDAŞLIK VERİLMESİ

İçişleri Bakanlığı bünyesinde yürütülen çalışma kapsamında kamplarda ve kampların dışında yaşayan Suriyeli ve Iraklı göçmenlerin içinden bir kısmının gerekli incelemeler yapıldıktan vatandaşlığa alınacağını açıkladı ve ekledi: “Çünkü bunların içerisinde çok iyi yetişmiş insanlar var, mühendisler var, avukatlar var, doktorlar var vesaire, bunlardan istifade edelim. Sağda-solda kaçak olarak çalışmaktansa, vatandaşımız olarak, bu milletin bir evladı olarak çalışsınlar. Dolayısıyla kimse birbirine şüpheci gözle, nazarla bakmasın istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada ortaya koyduğu liderliğin, kardeşlerini sevindirirken, birilerini de rahatsız ettiğini, son 3 yıldır arka arkaya yaşanan sıkıntıların bu rahatsızlığın eseri olduğunu söyledi ve sözleri şöyle sürdürdü: “Karşımızdaki güçler ellerindeki tüm imkânları devreye almaktan çekinmiyorlar. Öyle ki, FETÖ gibi on yıllardır özenle besledikleri ve gizledikleri ihanet örgütlerini dahi alenen üzerimize salıyorlar. Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı, emniyet darbe girişimi, çukur eylemleri, terör olayları, bu hadiselerin hepsinin de amacı Türkiye’yi hedeflerinden, iddialarından, millî politikalarından vazgeçirmektir. Şimdi ben siz değerli kardeşlerime soruyorum: Allah aşkına bir belediye, kendi sorumluluk alanı içerisinde devletin kendi iş makineleriyle oralarda kanallar açar da ve bu kanalları terör eylemleri için kullanırsa, buna siz meşru olarak bakabilir misiniz? Ama öyle tehditler var ki, bakıyorsunuz işte son bu darbeler kafalarına kafalarına inince, bir de baktık ki bitişik nizam evler arasında bunlar tüneller dahi açmışlar. Niye? Evler arası kaçışı sağlamak, evler arasında bazı intikalleri sağlamak için. Batılı bunları geliyor görüyor, hâlâ bunların müdafaasını yapıyor. Neyin müdafaasını yapıyorsun?”

“HİZMETTE, AYRIMCILIĞA GİTMEDİK”

Bölücü terör örgütü tarafından hendek ve çukur eylemlerinin yapıldığı ilçelerde açılan kanalların; içme suyu, doğal gaz hattı, kanalizasyon ve elektrik hattı için açılmadığına, pek çoğunda atık su kanalının ve içme suyunun dahi olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı döneminde Orman ve Su İşleri Bakın Veysel Eroğlu’na, “Her ne kadar bunlar bizim partimizden olmasa da halk bizimdir, gel oranın içme suyunu sen getir” dediğini aktardı ve şunları kaydetti: “Hâlbuki büyükşehirlerde bu yasaya göre büyükşehir belediyesinin içme suyunu götürme sorumluluğu vardır, kanalizasyonları onların yapma sorumluluğu vardır. Ama biz buna rağmen derdik ki, gel bunu sen yap. Niye? Çünkü insan bizim insanımız, bize oy vermiyor diye böyle bir ayrımcılığa gitmeyelim dedik, hep bunları yaptık. Ama onların kitabında, onların anlayışında böyle bir şey yok.”

“DAYANMA GÜCÜMÜZÜ KIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Terör örgütlerinin bir koçbaşı gibi kullanılarak Türkiye’nin dayanma gücünün kırılmaya çalışıldığını, bağımsız, güçlü ve müreffeh bir Türkiye yerine, iç sorunlarıyla boğuşan, terörden başını kaldıramayan istikrarsız bir ülke istendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şu görüşlere yer verdi: “Milletimizin birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin en güçlü zamanında, hendekle, çukurla, bombayla hayatı insanlarımıza zehir edenleri başka kim harekete geçirmiş olabilir? Milletin kendilerine siyaset için verdiği yetkiyi kullanmak yerine, gidip terör baronlarına kapıkulu olanlar bu ihanetlerine başka ne gerekçe gösterebilirler? 40 yıldır himmet, hizmet, eğitim diyerek devlete sızan, milletin en kutsal değerlerini sömüren FETÖ’nün 248 insanımızın kanına girmesinin başka açıklaması olabilir mi? 2 bin 293 gazimizin F-16’larla, helikopterlerle, tanklarla, toplarla, modern silahlarla yaralanarak gazi edilmesinin başka herhangi bir izahı olabilir mi? DEAŞ terör örgütüyle mücadele kılıfı altında bir başka terör örgütünün palazlandırılmasının kime ne faydası var? DEAŞ’a karşı kurulan uluslararası koalisyonun bu örgüte en büyük darbeyi vuran Türkiye’yi yalnız bırakmasını başka nasıl değerlendirebiliriz?”

“ZAFERİN ANAHTARI SABIRDIR”

Kimsenin güçlenen Türkiye’nin hazmedemediğini, güçlü bir Türkiye’nin neler başarabileceğinin çok iyi bilindiğinin altını çizen ve “İstelerse de, istemeseler de biz bu işi başaracağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, terör örgütleri ve ekonomik manipülasyonlar üzerinden dayatılan senaryoyu kabul etmedik, etmeyeceğiz” vurgusunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette önümüzde zor bir dönem var. Geçtiğimiz 14 yılda hiçbir kazanım bize altın tepside sunulmadı, bundan sonra da sunulmayacaktır bunu biliyoruz. Ama şu gerçeği hepimiz çok iyi biliyoruz: Kardeşlerim; unutmayın, zaferin anahtarı sabırdır, sebat etmektir” şeklinde konuştu.

“BU TOPRAKLARDA EKİLMEYE ÇALIŞILAN FİTNE TOHUMLARI, ASLA BOY VERMEYECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Allah’a hamdolsun, artık birkaç terör eylemiyle, birkaç manşetle hizaya sokulan bir Türkiye yok, o iş bitti, o geride kaldı, tarih oldu. Ve hamdolsun, bugün hükûmetine, devletine güvenen bir millet var aleyhte propagandalar yapıldığı hâlde. Huzurunuzda ben doğrusu, yani muhalefette Sayın Bahçeli’ye, hükûmetine, devletine sahip çıkarken vakur duruşu sebebiyle de teşekkür ediyorum. Bugün vatandaşlarının güvenliği için hem ülke içinde, hem de ülke sınırları dışında her türlü operasyonu icra eden güçlü bir Türkiye var. Bugün 2023 hedefleri olan, 2053 ve 2071 vizyonuyla hareket eden bir Türkiye var, bir ülke var. Biz bir ve beraber olursak, kimlikler üzerinden, meşrepler üzerinden bu topraklarda ekilmeye çalışılan fitne tohumları asla boy vermeyecektir. Suriye ve Irak’taki ateşi ülkemize taşımak isteyenler biz dikkatli durursak emellerine ulaşamayacaklardır. Devlet ve Hükûmet olarak elimizdeki tüm imkânları kullanarak, ülkemize kurulan tuzakları birer birer Allah’ın izniyle boşa çıkarıyoruz. Sizlerden de bu sürece destek olmanızı bekliyorum. Hangi iddiayla, hangi söylemle, hangi sembolle karşınıza gelirse gelsin, hiçbir terör örgütünün Şanlıurfa’da değil özelikle kendine alan açmasına, nefes almasına dahi fırsat vermeyin.”

Konuşmasında gençlere sahip çıkılması ve onların ihanet çetelerinin pençesine düşmesine müsaade edilmemesi ricasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimiz tüm imkânları sizler için, bu yavrularımız için seferber etmiştir, bundan hiç endişeniz olmasın, yeter ki sizler de bu gayreti ortaya koyun. Sizlere inanıyorum, sizlere güveniyorum.” dedi.

EKONOMİYE YÖNELİK SALDIRILAR

Terör örgütleri aracılığıyla Türkiye’nin huzuruna birlik ve beraberliğine saldırılırken, ekonomisine, halkın sofrasındaki ekmeğe, ülkenin yatırımlarına ve hedeflerine de hücum edildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dikkat ediniz, son yıllarda yaşadığımız her büyük hadise ekonomi ayağıyla birlikte kurgulanıyor. Gezi olayları sırasında sokaklarda kaos çıkartanlar, aynı zamanda ekonomiyi durdurma çağrısı da yapıyordu. 17-25 Aralık darbe girişiminde şahsım ve ailemle birlikte ülkemizin büyük projelerini yürüten iş adamları da hedef alınmıştı. Her seçim döneminde ekonomiyle ilgili olumsuz hava pompalamak rutin eylem hâline dönüşmüştü. Bölücü örgütün çukur eylemleri başta olmak üzere, her fırsatta başvurduğu yöntemin ticari hayatı, ekonomiyi, yatırımları durdurmaya çalışmak olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

Yaşanan sıkıntıların ardından yeniden umut verici bir döneme girişin işaretlerinin görülmeye başlandığına ihracattaki gerileme eğiliminin durup yeniden yükseliş trendine girdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalara yer verdi: “Suriye ve Irak’taki olayların durulması ve ülkemizdeki terör eylemlerinin sona ermesiyle Türkiye yeniden 2023 hedeflerine odaklanma imkânı bulacaktır. Hem uluslararası yatırımcıların, hem de kendi iş adamlarımızın tereddüt dönemini geride bırakıp, süratle yatırım hamlesine başlayacakları konusunda oldukça güçlü işaretler var. Türkiye, son yıllarda yaşadığı o kuşatılmışlık hâlini 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlattığı seri atılımlarla büyük ölçüde kırmıştır. Artık siyasi konularla birlikte ekonomik meselelerde de çok daha güçlü bir şekilde masaya oturma imkânına sahibiz.”

“TERÖRLE MÜCADELE, TÜM TOPLUMUN ORTAK GÖREVİDİR”

Teröristle mücadelenin öncelikle güvenlik kuvvetlerinin vazifesi olduğunu, teröristi bulup etkisiz hâle getirecek kişinin, istihbaratçılar, askerler, polisler ve korucular olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında “Ama terörle mücadele, medyadan üniversiteye, siyasi partilerden gönüllü kuruluşlara, ailelerden kanaat önderlerine kadar tüm toplumun ortak görevidir. Terörün kökünü kurutmak istiyorsak, öncelikle kimden gelirse gelsin terör eylemlerini lanetlemeli, bunlara karşı ilkeli ve tutarlı bir duruş sergilemeliyiz. Bu konuda tabi çok ciddi sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz. Bazıları olaylar karşısındaki tavrını teröristin kimliğine ve ideolojisine bakarak belirliyor. Babamızın oğlu olsa, eğer vatan hainiyse bunu bizim hemen duyurmamız lazım, bildirmemiz lazım. Bizim en büyük sevdamız vatandır, dinimizdir, dolayısıyla ayrılma orada başlar” değerlendirmesinde bulundu.

“BUGÜNE KADAR MİLLETİMİZİ BİRBİRİNE DÜŞÜRMEYİ BAŞARAMADILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Terörist bombayı patlatıyor, gerisini de kalemiyle, klavyesiyle, manşetiyle, mikrofonuyla, siyasetçisiyle, sivil toplum kuruluşuyla bu çevreler getiriyor. Bunun için biz bir yandan ülkemiz içinde ve dışında teröristle mücadele ederken, aynı zamanda Türkiye gemisini batırmaya çalışan bu kesimlerin, bu vatansızlar güruhunun fitneleriyle de uğraşıyoruz. Hamdolsun, bugüne kadar milletimizi birbirine düşürmeyi başaramadılar, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine Türkiye’nin dört bir yanında hâkim olan kardeşlik ve barış ortamını zedeleyemediler. İnşallah biz uyanık olduğumuz müddetçe, kavga yerine dayanışmayı, kin ve nefret yerine muhabbeti ikamet ettiğimiz sürece de muvaffak olmayacaklar. Sizlerin devletinizin, milletinizin yanında olduğunuzu biliyorum, önümüzdeki dönemde bu konuda sizlerden çok daha fazla gayret bekliyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”

Şanlıurfa Valiliğinin düzenlediği yemeğin ardından, AK Parti Şanlıurfa eski Milletvekili Seyit Eyüpoğlu’nu evinde ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki temaslarını tamamlayarak Şanlıurfa’dan ayrıldı.

Avatar

türk patron

GENÇ GAZETECİLER | TÜRKİYE

Millet eğilmez Türkiye yenilmez

Setmarine yachts

Takvim

Ocak 2017
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  
seers cmp badge