Almanya DİTİB Köln Merkez Cami ve Külliyesi açılış töreninde yaptığı konuşmada İslam karşıtlığının, yabancı düşmanlığının ve ırkçılığın sadece bugünü değil geleceği de tehdit eden bir hastalık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplumsal barışı kemiren, bir arada yaşama kültürünü dinamitleyen bu akımlara karşı hep beraber mücadele etmeliyiz” dedi.
Devlet ziyaretini gerçekleştirmek üzere gittiği Almanya’daki temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Köln Merkez Camii’nin resmî açılış törenine katıldı.
Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB) tarafından yaptırılan ve geçtiğimiz yıl ibadete açılan Köln Merkez Camii’nin resmî açılış töreninde; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da hazır bulundu. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında, DİTİB Köln Merkez Camii’nin resmî açılışını yapmaktan duyduğu mutluluğu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin ilk devlet ziyareti niteliği taşıyan bu ziyaretinin her iki ülke için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
“ALMANYA İLE HER ALANDA İŞ BİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRECEĞİZ”
Kritik bir dönemde son derece verimli ve başarılı bir ziyaret gerçekleştirildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier ve Almanya Başbakan Angela Merkel ile her iki ülkeyi ilgilendiren meseleleri samimiyetle ele aldıklarını söyledi.
Görüşmelerinde, ticari ilişkileri ve ekonomik yatırımların artırılmasının yanı sıra ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile nasıl daha etkin mücadele edilebileceğini istişare ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyareti kapsamında Alman yatırımcılarla bir araya gelerek Türkiye’nin yatırım potansiyelini harekete geçirecek yeni projeleri görüştüklerini belirtti.
Ziyaretinde gerçekleştirdiği temasların Türk-Alman dostluğunu daha da perçinlediğini düşündüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya ile terör örgütleriyle mücadeleden mülteci krizine, Suriye’deki çatışmalardan ticaret savaşlarına kadar her alanda iş birliğini güçlendireceklerini kaydetti.
“ALMANYA’NIN DİĞER ŞEHİRLERİNİN DE BENZER PROJELERE EV SAHİPLİĞİ YAPMASINI BEKLİYORUZ”
Camiinin açılışı vesilesiyle Almanya’nın farklı şehirlerinden ve Avrupa’nın farklı ülkelerinden 10 bine yakın Türk vatandaşının Köln’e geldiğine; ancak tören alanında bulunamadığına dikkat çeken ve onları gönülden selamladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dilden duymayabilirler ama herhalde gönlümün sesini onlar da dinliyor olmalılar ki oradan ben de alkışlarını duydum” diye konuştu.
Köln Merkez Camii’nin Köln’e ve Almanya’ya kazandırılmasında emeği geçelere teşekkürlerini ileten ve camiinin temeli atıldığında kimi çevrelerin protestolar düzenleyerek camiinin inşasına karşı çıktıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu protestolara rağmen pek çok Alman siyasetçi ve sivil toplum temsilcisinin DİTİB’in ve Türk toplumunun yanında durduğuna işaret etti ve kendilerine teşekkür etti.
Bu süreçte en büyük fedakârlığı, maddi ve manevi yardımı DİTİB’in ve Almanya’daki Türklerin sağladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Külliyemizin konumu, mimarisi, iç dekorasyonu ve tezyinatı ile dünya mimarlık literatüründe de önemli bir yere sahip olacağını düşünüyorum” dedi.
Köln Merkez Camii’nin, öncelikle Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ne ve onun en kalabalık şehri Köln’e ait olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları ekledi: “Bu caminin sahibi, Müslim veya gayri Müslim, barışa, bir arada yaşamaya ve karşılıklı saygının insanlık için paha biçilmez değerine inanan herkestir” diye ekledi.
Caminin, aynı zamanda Almanya genelinde yaşayan milyonlarca Müslümanın da gurur abidesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bugün sadece bir cami, bir külliye veya bir kültür merkezinin açılışını yapmıyoruz; aynı zamanda her taşı, her nakışı ile çatışmayı ve husumeti reddeden abidevi bir eseri de şehrimize armağan ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eserle Türk toplumunun, artık Köln’ün ve Almanya topraklarının ayrılmaz bir parçası olduklarını gösterdiğini vurgulayarak, “Önümüzdeki dönemde Almanya’nın diğer şehirlerinin de benzer projelere ev sahipliği yapmasını beklediğimizi bu vesileyle ifade etmek istiyorum” diye ekledi.
“CAMİLERİMİZ, İBADET MEKÂNI OLMALARININ YANI SIRA BİRER EĞİTİM-ÖĞRETİM YUVASIDIR”
Her caminin, Allah’ın “el-Câmî’ esmasının yeryüzündeki bir tecellisi, aksi ve tezahürü olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Câmî esmasıyla Rabbimiz, kendisine ibadet için gittiğimiz camilerde bizi birleştirir, kalplerimizi yumuşatır. Bu mukaddes mekânlar bizi bir kılar, iri kılar, diri kılar ve kardeş kılar” diye konuştu.
Camilerin kubbeleri altında rütbelerin hiçbir öneminin olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mübarek çatı altında insanların etnik kökenlerinin, derilerinin, renklerinin, dillerinin, Avrupalı ve Afrikalı oluşlarının da hiçbir önemi yoktur. Camilerimiz, tevhidin olduğu kadar vahdetinin de nişanesidir” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Mescidi Nebevi’den bu yana bütün camilerimiz, ibadet mekânı olmalarının yanı sıra, aynı zamanda birer eğitim öğretim yuvasıdır. Asırlardır camiler, hem çocuklarımızın Kur’an öğrendiği birer mektep, hem dini ilimlerin okutulduğu birer medrese hem de vaazlarla her yaştan kadın ve erkeğin maneviyatını geliştirdiği birer eğitim merkezi olmuştur. Hepimizin camilere bu çerçeveden bakması büyük önem arz ediyor. Sadece Köln Merkez Camii’nden değil, Almanya ve Avrupa genelindeki tüm mescitlerden en iyi şekilde istifade etmemiz gerekiyor. Namazlarımızı kılıp gittiğimiz mekânların ötesinde, buraları merkez edinerek her alanda kendimizi geliştirmenin yollarını aramalıyız. Evlerimizin neşesi, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı camilerimize daha çok getirmeliyiz. Ayaklarını buralara daha çok alıştırmalıyız. Hanım kardeşlerimizin buralardan daha fazla istifade etmesini sağlamalıyız.”
Müslüman olmayanların da camilere gönül rahatlığıyla, asla çekinmeden gelebilmelerinin temin edilmesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hangi inanca mensup olursa olsun. fakir-fukaranın camilerin bereketinden faydalanacakları imkânların oluşturulması gerektiğini vurguladı.
“Burası, bizi Avrupa’nın ‘ötekisi’, düşmanı gibi göstermeye çalışanlara inat, bu topraklardaki varlığımızın timsali olmalıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Köln Merkez Camii’nin; Türkleri ve Müslümanları dışlamak isteyenlere ders verircesine, bir arada yaşamanın merkezi olması gerektiğini belirtti.
“HİÇ KİMSENİN DİNİMİZİ İSTİSMAR ETMESİNE SESSİZ KALMADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanın basiret ve feraset sahibi insan olduğunu belirterek Müslümanların hiç olmadığı kadar basiret ve ferasetle hareket etmesi gereken bir dönemin içinden geçildiğine işaret etti ve sözlerinin devamında şunları söyledi: “Bir süredir belli çevreler, bilhassa yurt dışında yaşayan kardeşlerimizi iki taraflı bir cendereye almaya çalışıyor. Bir yanda DEAŞ, FETÖ ve PKK gibi katil sürüleri üzerinden gençlerimiz terör tuzağına çekilirken, diğer yandan ırkçı örgütler Müslümanların hak ve hukukunu hiçe sayıyor. Bugüne kadar en fazla zararı Müslümanlara vermiş, en çok Müslüman kanı dökmüş terör örgütleri, İslamist ve cihadist gibi ifadelerle yine Müslümanlara yamanmak isteniyor. Her fırsatta ifade ettiğim bir hususu burada tekrarlamak istiyorum; adı, iddiası, ideolojisi ne olursa olsun, teröre bulaşan, şiddete bulaşan, Müslümanların canına kasteden hiçbir yapının İslam’la, Müslümanlıkla, bizim inancımızla bağı yoktur.”
Hristiyan terörü, Musevi terörü, Budist terörü gibi sıfatların yanlış olduğu gibi, İslami terör kavramının da yanlış ve hatalı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür kavramları piyasaya sürenlerin ve kullananların, kesinlikle iyi niyetli olmadığını söyledi.
“Bin yıl boyunca İslam’ın sancaktarlığını yapmış bir millet olarak, bugüne kadar hiç kimsenin dinimizi istismar etmesine sessiz kalmadık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ, FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine karşı durmanın yanı sıra, bu tarz ifadelerle İslam inancının lekelenmesine de karşı çıktıklarını kaydetti.
“TÜM MUHATAPLARIMIZI TERÖRE KARŞI TUTARLI DAVRANMAYA ÇAĞIRIYORUZ”
Terör örgütleri arasında asla ayrım yapmadıklarını dile getirerek, Berlin pazar yerindeki sivilleri katleden DEAŞ’lı canilerle 11 aylık Bedirhan bebeği annesiyle beraber şehit eden PKK’lıların kendi nazarlarında bir farkı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’da FETÖ’cü alçaklar tarafından şehit düşen vatandaşları da dünyanın dört bir yanındaki terör kurbanlarını da aynı gördüklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimi ülkeler gibi bir terör örgütüyle savaşmak için diğerini palazlandırmak gibi bir yanlışa düşmedik, bugün de aynı yerdeyiz. Tüm muhataplarımızı teröre karşı tutarlı davranmaya, katiller arasında ayrım yapmadan mücadele etmeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
15 Temmuz gecesi 251 kişiyi şehit edip 2 bin 913 kişiyi yaralayan FETÖ’cülerin Avrupa’da da, Amerika’da da, hiçbir yerde barınamaması gerektiğin kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin stratejik ortaklarının hâlâ delil sorduklarını hatırlatarak, “Ne delili? İşte Türkiye’nin yargısı, mahkemeleri bunlarla ilgili her türlü kararı verdi. Sizin yargılarınızda verilen kararlar geçerli, Türkiye’nin yargısının verdiği kararlar geçerli değil; bu nasıl bir anlayıştır? Hangi delili arıyorsun daha?” değerlendirmesinde bulundu.
“AVRUPALI DOSTLARIMIZDAN TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI DAHA YOĞUN BİR MÜCADELE BEKLİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokrasi düşmanlarının Avrupa’nın demokratik kurumlarını istismar etmesine daha fazla göz yumulmamalıdır. Avrupa başkentlerinin caddeleri ve meydanları terör örgütünün paçavralarıyla daha fazla kirletilmemelidir. PKK’lı terör ağları Suriye ve Irak’ta insanları zorla topraklarından kopartıp etnik temizlik uygulamakla kalmıyor, 14-15 yaşındaki çocukların eline silah verip savaştırıyor. Bölgemizi kana ve gözyaşına bulayan insan ve demokrasi katillerinin buralarda ellerini, kollarını sallayarak gezmesine müsaade edilmemelidir. Biz terörün acısını çok iyi bilen bir ülke olarak, yaklaşık 40 yıldır biz terörle mücadele ediyoruz, Avrupalı dostlarımızdan terör örgütlerine karşı daha yoğun bir mücadele bekliyoruz. Avrupa’daki siyaset ve medya kuruluşlarından Müslümanları ötekileştirecek veya hedef tahtasına oturtacak beyanlardan sakınmalarını istiyoruz, artık bu ırkçılık bitmeli diyoruz.”
“DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN VATANDAŞLARIMIZA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Konuşmasında, Almanya’da doğup büyümüş ve Almanya Futbol Millî takımında oynayan Mesut Özil ile İlkay Gündoğan’ın, İngiltere’de kendisiyle fotoğraf çektirmelerinin ardından toplumdan dışlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabi burada Mesut’umuzun yanında yer alanlar olmadı değil, oldu, onlara da teşekkür ediyoruz. Ama isterdik ki, bu ırkçılık savrulmasına düşenlere karşı bir ortak tavır alınsın” diye konuştu.
Farklılıkları çatışma kaynağı yerine zenginlik olarak gören Köln yönetiminin bu yaklaşımını devam ettirmesini dilediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam karşıtlığı yabancı düşmanlığı ve ırkçılık, sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de tehdit eden hastalıklardır. Toplumsal barışı kemiren, bir arada yaşama kültürünü dinamitleyen bu akımlara karşı hep beraber mücadele etmeliyiz” ifadelerine yer verdi.
Türkiye’nin, Almanya’da sayıları 3,5 milyonu aşan Türk toplumunun eşit katılım temelli entegrasyon çabalarını daima desteklediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Almanya’da yaşayan, burada çalışan, üreten, okuyan ve siyaset yapan, evlatlarını burada yetiştiren insanlarımız geleceklerini de yine bu topraklarda görüyor. Bizler de önemli bir kısmı Alman vatandaşlığına geçen bu kardeşlerimizin istikbalini burada görüyoruz. Eğitim, kültür, dil, din gibi kritik konularda kardeşlerimizin ihtiyaçlarının giderilmesine katkı sunmaya çalışıyoruz. İnsanlarımızı siyasette, ekonomide, sanatta, sporda, akademide, hâsılı hayatın tüm alanlarında görünür olmaya teşvik ediyoruz. Türk toplumunun başarılarıyla gurur duyuyoruz. Hayata ideolojilerin at gözlüğünden bakan kimi çevrelerin kimi zaman linçe varan eleştirilerini kesinlikle dikkate almıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. FETÖ ve PKK sempatizanı bir avuç kifayetsizin insanımızın huzurunu kaçırmasına, Türk-Alman dostluğunu zedelemesine fırsat vermeyeceğiz.”
“SULH VE SELAMETİN SEMBOLÜ OLAN BU GÜZEL MEKÂNA BARIŞ VE GÜVENLE GİRİNİZ”
Camilerin taç kapılarına yazılan ‘Oraya selamla ve güvenle giriniz’ mealindeki ayete atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sulh ve selametin sembolü olan bu güzel mekâna barış ve güvenle giriniz. Gönül tarlamıza nefret tohumları ekmek isteyenlere inat, gelin burada sevgiyi, burada karşılıklı saygıyı büyütelim. Farklılıklarımız kaşıyarak bizi birbirimize düşürmek isteyenlere itibar etmeden, gelin Hazreti Adem ve Hazreti Havva’nın çocukları olarak, insanlık olarak bu ortak paydada buluşalım” çağrısında bulundu.
Almanya Cumhurbaşkanı ve Başbakanına davetleri ve misafirperverlikleri için teşekkür eden ve ziyaretinin her iki ülke için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, Köln Merkez Camii’nin tüm Avrupa’da barış, huzur, emniyet ve güvenin merkezi olması temennisiyle tamamladı.
Konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın yaptığı duaya iştirak eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende hazır bulunan bakanlarla birlikte caminin açılış kurdelesini kesti.
Köln Merkez Camii’nin açılışı ile birlikte ülkedeki temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Köln Bonn Havalimanı’ndan uğurlanarak Türkiye’ye dönmek üzere Almanya’dan ayrıldı. Havalimanındaki uğurlamada; Almanya Devlet Sekreteri Nathanael Liminski, Protokol Şefi Peter Wende, Köln Başkonsolosu Barış Ceyhun Erciyes, AK Parti İstanbul Milletvekilleri Mustafa Yeneroğlu ve Zafer Sırakaya, Uluslararası Demokratlar Birliği Genel Başkanı Bülent Bilgi ve diğer yetkililer hazır bulundu.