Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kasımpaşa-Hasköy Tüneli Açılış Töreni’nde konuştu.
Erdoğan, semti olan Kasımpaşa’nın en hassas noktası Kasımpaşa-Hasköy tünelinin İstanbul, ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını diledi.
Bu tünelin projesinden inşasına kadar tüm safhalarda emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, İstanbul’a kazandırdıkları bu hizmet için Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ile eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve yüklenici firma yöneticilerine teşekkür etti.
Erdoğan, Kasımpaşa-Hasköy bölümünün, İstanbul trafiğini rahatlatmak için başlattıkları 16 tünel projesinin en önemli etaplarından biri olduğunu dile getirerek, “Yedi tepeli İstanbul’u, 16 tünelle tepelerin altından birbirine bağlıyoruz. Ferhat gibi dağları, tepeleri delerek dünyanın incisi bu güzel şehri hepimiz için daha yaşanabilir hale getirmenin gayreti içindeyiz. İstanbul trafiğinde araç kullanan ve yolculuk eden herkes, tünellerin ne büyük rahatlık sağladığını gayet iyi biliyor.” diye konuştu.
Hizmete girenler ve inşası sürenlerin yanında yeni projelendirilen tünellerle İstanbul için toprağın altında yepyeni bir ulaşım alternatifi oluşturduklarını vurgulayan Erdoğan, daha önce böyle bir şeyin olmadığını anlattı.
“İSTANBUL’UN TOPRAĞININ ALTINI DA GÜZELLEŞTİRİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, metro projeleriyle olayı ele aldıklarında üstü ayrı güzel, boğazı ayrı güzel, Haliç’i ayrı güzel, Marmara ve Karadeniz’i ayrı bir güzel İstanbul’un toprağının altını da güzelleştirdiklerini belirterek, “Aslında Karaköy-Beyoğlu arasındaki tünel, dünyanın ilk metro hatlarından biridir. 1875 yılında hizmete giren bu tünelin devamını getiremediğimiz için İstanbul yakın zamana kadar tarihi ve doğal güzellikleri, trafik çilesi ile meşhur bir kent olarak hafızalarda kalmıştır. Biz aradaki bu büyük boşluğu doldurmak için geceli gündüzlü çalışma içindeyiz.” ifadelerini kullandı.
Şu ana kadar tünellerde 17 kilometreyi bulduklarını, metroda 160 kilometreyi geçtiklerini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
“Hedefimiz 2020’ye girerken tünellerde 68 kilometreye, metroda 355 kilometreye ulaşmaktır. Daha sonrası için de 120 kilometre yeni tünel, 650 kilometre de yeni raylı sistem projemiz var. Böylece 190 kilometreyi bulan tünel ve bin kilometrelik raylı sistem uzunluğuyla İstanbul’u dünyanın en yaygın ulaşım ağıyla donatmış alacağız.”
Tek İstanbul sevdalısının kendisinin olmadığını anlatan Erdoğan, sanatçıların en güzel eserlerini İstanbul için verdiğini söyledi.
Erdoğan, en güzel şarkıların İstanbul için yazıldığına, en güzel şiirlerin İstanbul’a adandığına ve en güzel resimlerin İstanbul’u anlattığına işaret ederek, şöyle devam etti:
“Şairlerin diliyle özetlemek gerekirse; sade bir semtini sevmenin bile bir ömre değdiği İstanbul. Gözleri kapalı dinlediğim İstanbul. Adını göklere yazarsam düşlerimden mehtabının kaybolacağına korktuğum İstanbul. Benim zaman mekan aşıp geçmiş sevgilim, vatanım İstanbul. Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar İstanbul. Bir kanat vuruşunda bulutlarda, bir süzülüşte vatanımız dalgalarda olduğumuz İstanbul. İki kıtadaki insanlar gibi sarmaş dolaş olacak semtleriyle bizi kucaklayan İstanbul. Sana geldim, içim umutlarla dolu, beni sarhoş etme ne olur dediğimiz İstanbul. Seni görüyorum yine, gözlerimle kucaklar gibi uzaktan dediğimiz İstanbul. Rumeli Hisarı’nda oturup bir türkü tutturduğumuz İstanbul. Daha öte rahmetli Aşık Veysel gibi, seversen olayım yarin İstanbul. Evet İstanbul, işte böyle büyülü bir şehirdir.
Bu şehirde doğmuş olmaktan, bu şehirde büyümüş olmaktan, bu şehirde bedenimi, ruhumu, kimliğimi keşfetmiş olmaktan ve bu şehirde nice güzel insanları, nice sadık yoldaşları tanımış olmaktan ve bu şehre hizmet etme şerefine nail olmaktan, bu şehirde aldığım feyzle ve güçle Türkiye’ye hizmet etmiş olmaktan, bu şehirden aldığım ilham ve öz güvenle dünyanın her köşesinde ülkemi temsil etmiş olmaktan, işte içinde doğduğum Kasımpaşa’dan dolayı da özellikle bunu burada iftiharla ifade ediyorum, velhasıl kaderimin Kasımpaşa’da ve İstanbul’da yazılmış olmasından dolayı çok bahtiyarım. Rabbim, herkese böyle bir sevda nasip etsin.”
Belediye Başkanı olarak seçildiği günden bu yana İstanbul’a hizmet ettiğini anlatan Erdoğan, milletin kendisine Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı vazifelerini tevdi ettiği günden bu yana hizmet etmenin gayreti içinde olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentin ulaşım sıkıntısını çözmek için verilen mücadeleyi diğer 80 vilayete de teşmil ettiklerini anlatarak, geçen 15 yılda ülkedeki bölünmüş yol uzunluğunu, 6 bin 100 kilometreden 19 bin 900 kilometre ilave ile 26 bin kilometreye çıkardıklarını ifade etti.
“19 BİN 900 KİLOMETREYİ 15 SENEDE YAPTIK”
Bu ülkede bölünmüş yolun 6 bin 100 kilometrelik bölümün 79 senede yapıldığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
“İşte buna dikkat edin; biz bu ilaveyi 15 senede yaptık. 19 bin 900 kilometreyi 15 senede yaptık. Bizim iktidarımızın gücü bu, aradaki fark bu. Hepsini toplasan bizimle mukayesesi kabil değil. Otoyol uzunluğunu 945 kilometre ilave ile 2 bin 660 kilometreye ulaştırdık. Göreve geldiğimizde 81 vilayetimizde sadece 6 tanesi bölünmüş yolla birbirine bağlıydı şehirlerimizin. Bugün 76 şehrimiz bölünmüş yolla birbirine bağlı, kalan 5 şehir arasındaki çalışmalar da bizden kaynaklanmayan sebeplerle gecikti. En kısa sürede onlar da bölünmüş yola kavuşacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümete geldiklerinde toplam uzunluğu 50 kilometre olan 83 karayolu tünelinin bulunduğunu aktararak, bugün toplam uzunluğu 433 kilometreyi bulan 341 karayolu tüneline sahip olunduğunu kaydetti.
Türkiye’nin Yüksek Hızlı Tren diye bir kavramla ilk kez kendilerinin döneminde tanıştığını belirten Erdoğan, “Bizden önce Türkiye’de Yüksek Hızlı Tren yoktu niye çünkü bunlar yolun medeniyet olduğunu bilmiyor ama biz ‘su medeniyettir’ dedik, ‘yol medeniyettir’ dedik ve bu adımları attık. Halen bin 213 kilometre uzunluğundaki hızlı tren hatları Ankara, İstanbul, Eskişehir, Konya arasında hizmet veriyor. Var mıydı böyle bir şey? Yok. Ankara-Sivas ve Ankara-İzmir başta olmak üzere çok sayıda istikamette hızlı tren hatlarının inşası da sürüyor.” diye konuştu.
“HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI, ULAŞIMDA BAŞKA BİR DEVRİM”
Erdoğan, hava taşımacılığının da Türkiye’nin ulaşımda gerçekleştirdiği bir başka devrim olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz geldiğimizde 26 havalimanı vardı, bunu 55’e çıkardık. Uçak sayımız 150’ydi, şimdi 517. Dünyada en fazla noktaya uçan bir numaralı havayolu Türk Hava Yolları. 1 numara. Yolcu sayısını 34 milyondan 193 milyona yükselterek havayolunu halkın yolu haline getirdik. Eski lüks otobüslerle seyahat ediyorduk değil mi? Şimdi o lüks otobüslerle yolculuk eden benim vatandaşım rahatlıkla uçakla gidebiliyor mu? Nereden nereye geldik. Geldiğimizde bir tane şu anda havayolu firması vardı; Türk Hava Yolları ama şimdi aklımda kaldığı kadarıyla 6 tane havayolu firması var. Rekabet orada da var. Dikkat ediniz bunlar sadece ulaşım alanındaki hizmetlerden bazıları.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimden sağlığa enerjiden sulamaya tarımdan sosyal yardımlara kadar diğer alanlar da hesaba katıldığında 15 yılda 3,5 kat büyümüş, zenginleşmiş ve güçlenmiş bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıya olduklarını anlattı.
Erdoğan, bugün Türkiye’nin hiçbir telkine, hiçbir tehdide, hiçbir gizli veya açık ambargoya aldırmadan savunmadan ekonomiye kadar her alanda milli politikalarını hayata geçirebildiğini anlattı.
Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırarak, bu tabloyu çok daha güçlü hale getireceklerini aktaran Erdoğan, “Ülkemizin katettiği mesafe bizi ve dostlarımızı sevindirirken, anlaşılan o ki birilerini de fena halde kaygılandırıyor, düşündürüyor. Bunun için de dünyaya telkin ettikleri tüm değerleri ayaklar altına alma pahasına akılla, izanla, insafla bağdaşmayacak engeller çıkartıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
“SURİYE’DE SAVAŞABİLECEK DEAŞ’LI KALMADI”
DEAŞ tehdidini öne sürerek, bölgenin altını üstüne getiren, taş üstünde taş bırakmayanların, Türkiye’nin Fırat Kalkanı’nda DEAŞ’a tarihinin en büyük darbesini vurmasının ardından bambaşka yerlere savrulduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Fırat Kalkanı Harekatında 3 bin DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Ve enteresan olan şu; 2 bin kilometrekarelik alanda Türkiye’ye gelen mültecilerden 100 bini ne oldu? Tekrar geri döndüler, kendi topraklarına döndüler . Ve orada onlara biz şimdi aynı zamanda insani hizmet de veriyoruz. Okullarını yaptık, sağlık ocaklarını yaptık ve onlara orada bu imkanları sağladık. Niye? Olaya insani bakıyoruz. Fırat Kalkanı sırasında bölgede bulunan DEAŞ’lı sayısının 400-500’den bir anda 3 bine nasıl çıkabildiğinin sebebini dillendirmiyoruz bile. Ama Rakka’da sıkıştırılan DEAŞ’lıların kamyonlarla diğer bölgelere nasıl taşındığını tüm dünya gördüğü için herhalde ifade etmekte beis yoktur. Suriye’de savaşabilecek durumda DEAŞ’lı kalmadı. Ama bu bahaneyle ülkeye hala silah yığılmaya devam ediliyor. Bölücü terör örgütünün özellikle kendisini terör listesine alanlar, aynı örgütün tamamen göz boyama kabilinden harf değişikliğiyle faaliyet yürüten unsuruyla kol kola yürüyor. Biz bunu ifade ettiğimizde de ‘Bunlar bizim partnerimiz’ diyerek, tepki gösterme yoluna gidiyor. Yani kendilerini överken kabahatlerini ikrar ediyorlar.”
Suriye’deki terör örgütünün patronun Kandil olduğunu dünyanın tamamının görmesine rağmen, sadece Türkiye’nin bir müttefikinin bunu kabul etmediğini anlatan Erdoğan, “Unutmayın, güneş balçıkla sıvanamayacağı gibi bu hakikatlerde inkarla ortadan kalkmaz. Türkiye kendi güvenliği ve kardeşlerinin huzuru için üzerine düşenleri yaparken, elbette bunu müttefikleriyle birlikte hayata geçirmek ister. Ülkemizin hiçbir devlete, hiçbir uluslararası kuruma karşı özel bir husumeti yoktur. Biz sadece kendi istiklalimizi ve istikbalimizi güvence altına almak peşindeyiz. Sınırlarımızın ötesinden topraklarımıza roketle silahla bombayla yüzlerce, binlerce taciz yapılırken, bu saldırılar yüzünden vatandaşlarımız camilerde, evlerinde, iş yerlerinde, sokakta hayatlarını kaybeder, yaralanır, huzursuz olurken ,bizim ne yapmamızı bekliyorlar acaba. Bu PYD, YPG, DEAŞ. Ya bunlar dinsiz, kitapsız, Allahsız terör örgütleri. Ve bunlar camide namaz kılan, namaz esnasında şehit olan kardeşlerimizi nereye nasıl izah edecekler. Batıda şu anda bu PYD, YPG, bu terör örgütleri, DEAŞ, camilerimizi yakıp yıkıyorlar.” dedi.
ALMANYA’DA YAŞANAN OLAYLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’da yaşanan olaylara da değinerek, şunları kaydetti:
“İşte Almanya’da son gelişmeler. Almanya daha neyi bekliyor? Polislerinin güvencesi altında, orada bizim vatandaşlarımıza saldırılıyor, camilerimize saldırılıyor. Alman polisi hala neyi bekliyor? Belçika’da aynı şeyler yapılıyor. Bunları dillendirdiğimiz zaman da rahatsız oluyorlar. Aynı şeyler acaba Türkiye’de olsa dünyayı ayağa kaldırırlar bunlar. Burada herhangi bir kiliseye karşı böyle bir şey yapılsa benim polisim de bunu izlese seyretse acaba dünya buna ne der? Son 1 hafta-10 gün içerisinde Almanya’da camilerimize yapılan saldırılar, kundaklamalar hiçbir şeyle izah edilmez. Hannover’den Türkiye’ye hareket edecek bir uçakta yolcularımıza, Türklere karşı orada bu teröristler saldırıyor, polis de onları izliyor. Bunlar söylendiği zaman uyarıldıkları zaman ‘işte yaptık, yapıyoruz’. Neyi yapıyorsunuz ya? Herşey ortada. Kusura bakmasınlar, elimiz böğrümüzde oturup bekleyecek halimiz yok.”
Türk milletinin tarihinin hiçbir döneminde böyle bir zillete teslim olmadığını dile getiren Erdoğan, “Bize dostluk elini uzatana biz kucağımızı açarız. Bizden yardım isteyene biz ekmeğimizi böler veririz. Ama bize saldıran, istiklalimize ve istikbalimize kasteden hiç kimsenin de gözünün yaşına bakmayız. Bu terör örgütünün adı ister FETÖ olsun, ister DEAŞ olsun, ister PKK olsun, ister PYD, YPG olsun. Hangi farklı isimlerle karşımıza çıkarsa çıksınlar hiç fark etmez. Allah’ın izniyle hepsinin üzerinden silindir gibi geçeriz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 günde 394 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirerek, “Bu 394 teröristin dışında Özgür Suriye Ordusu ve bizim şu andaki askerlerimizde 16 kaybımız var. Bunlar hem teröristin yanında durup hem de ‘Aman ha bizimkiler birşey olmasın’ demek suretiyle hala kendilerine göre istikamet çiziyorlar. Islanmak istemiyorsanız yağmurun altında durmayacaksınız. Bununla ilgili bizim bir atasözümüz var. Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına. Evet, bu coğrafya öyle bir yerdeki herkes bahtına çıkana razı olmak zorundadır. Biz bin yıldır yaşadığımız coğrafyanın ve kader ortaklığı yaptığımız kardeşlerimizin huyunu, suyunu çok iyi biliriz. Buralardaki geçmişi anca bir asrı bulanlar da yavaş yavaş öğrenecekler. O güne kadar durmak yok, mücadeleye devam.” diye konuştu.
İSTANBUL-İZMİR OTOYOLUNUN ETAP ETAP HİZMETE GİRİYOR
Türkiye’nin çok uzun bir dönem, kendi iç meseleleriyle iç çatışmalarıyla çok zaman kaybettiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu durum hem demokrasi hem de ekonomi alanında altın kıymetinde fırsatların kaçırılmasına yol açmıştır. Ülkemizin son 15 yıldaki en büyük kazanımlarından biri de hangi sorunlarla uğraşırsa uğraşsın demokrasi ve ekonomi konusundaki hedeflerinden asla vazgeçmiyor, uzaklaşmıyor oluşudur. İşte bir yandan Zeytin Dalı Operasyonu’nu yürütüyor diğer yandan pek çok uluslararası meseleyi göğüslüyor, aynı zamanda da Kasımpaşa-Hasköy Tüneli’nin açılışını yapıyoruz. Yatırımlarımız bir taraftan devam edecek, durmayacağız. Hemen İstanbul’un kuzeyinde dünyanın en büyük havalimanının inşası büyük bir hızla sürüyor. İnşallah bu yıl sonu oranın açılışını yapacağız. Dünyanın bir numarası, bilemedin 2 numara. Kanal İstanbul projesi, az önce Sayın Başbakan da ifade etti, onun da ihalesi bu yıl içinde yapılıyor. Diğer aşamalar da inşallah süratle tamamlanıp inşaata geçilecek.”
İstanbul-İzmir otoyolunun etap etap hizmete girdiğini kaydeden Erdoğan, “Şu ana kadar 433 kilometrelik yolun 219 kilometresi ve en önemli kısımlarından biri olan Osmangazi Köprüsü tamamlandı. Artık İstanbul-Bursa 1 saat, bilemedin 1 saat 15 dakika. Bu hale geldi. Eskiden ne çileydi o. AK Parti iktidarı demek, huzur iktidarı demektir, refah iktidarı demektir. İşte şimdi 1915 Çanakkale Köprüsü’nün temelini geçtiğimiz yıl attık. En geç 2023 yılında onu da hizmete açıyoruz. Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu gibi İstanbul’u yakından ilgilendiren projeler süratle devam ediyor. Bunların dışında ülkemizin dört bir yanında her alanda yapılan çok ciddi, çok önemli yatırımlar var. Kiminin inşası sürüyor, kiminin projesi hazırlanıyor, kiminin fizibilitesi yapılıyor.” dedi.
Erdoğan, ekonomiden büyümeye, ihracattan istihdama ve borsaya kadar her konuda birbiri ardına güzel haberler aldıklarını belirterek, “Velhasıl Türkiye arı gibi çalışıyor, üretiyor. Biz de bu sürecin önünü açmak, milletimize hizmet etmek için gece gündüz gayret ediyoruz. Bu programın ardından Kocaeli’ye hareket edeceğiz. Yarın da Amasya ve Çorum’da programlar olacak. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu güzel süreci 2019 yılında taçlandıracak ve her alanda çok daha büyük ufuklara yelken açacağız. Yakın bir zamanda Camialtı Tersanesi’nin değişimi görülecek. Bu tersane de bu bölgeye değil Türkiye’ye büyük bir hava katacak. Çok güzel bir değişimi de orada yaşayacağız.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, tünelin İstanbul’a kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açılış töreninin ardından kendi kullandığı araçla Kasımpaşa-Hasköy Tüneli’nden geçti. Erdoğan’ın yanındaki koltukta Başbakan Binali Yıldırım, aracın arka koltuğunda da Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan oturdu.
Erdoğan, Kasımpaşa’da tünel çıkışında bekleyen vatandaşlarla aracından sohbet etti.