Güncel Türkiye

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’ya ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı‘nda açıklamalarda bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde düzenlediği basın toplantısında konuştu.

Erdoğan, dün gece Kuzey Irak’ta meydana gelen depremden dolayı başta bölgede yaşayanlar olmak üzere, tüm Irak ve İran halkına geçmiş olsun diyerek, ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da şifa dileğinde bulundu.

Depremin İran’ın sınır bölgelerinde özellikle Kirmanşah vilayetinde ciddi can kayıplarına vesile olduğunu, Kirmanşah’ta 340 kişinin hayatını kaybettiği bilgisinin geldiğini anlatan Erdoğan, felaketin ardından ilgili kuruluşları bölgeye sevk ettiklerini söyledi.

AFAD, Kızılay ve diğer birimlerin şu an arama-kurtarma çalışmalarına yardımcı olduğunu, bunun yanında AFAD ve Kızılay’ın koordinasyonunda 50 tırlık yardım konvoyunun, Habur’dan Irak’a giriş yaptığını belirten Erdoğan, ayrıca ilaç, battaniye, çadır gibi acil ihtiyaçlar noktasında gereken her türlü desteği verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini vurguladı.

Türkiye’nin bu tür zor durumlarda her zaman bölgedeki kardeşlerinin yanında yer aldığını anlatan Erdoğan, tüm kurumlara gereken yardımların süratle ulaştırılması, ihtiyaçların karşılanması ve yaraların sarılması hususunda gerekli talimatların verildiğini kaydetti.

Erdoğan, can kayıpları sayısının daha da artmamasını temenni ettiklerini dile getirdi.

VİZE MUAFİYETİNİN YENİDEN TESİSİ YÖNÜNDEKİ BEKLENTİMİZİ İLETECEĞİM

Beraberindeki heyetle üç ülkeyi kapsayacak bir ziyarete çıkacağını hatırlatan Erdoğan, ilk ziyareti Rusya’nın Soçi iline olacağını, görüşmeleri Soçi’de yapacaklarını belirtti.

Bu ziyareti, Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin’in davetine icabet etmek üzere gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, bu ziyaretin, Putin’in 28 Eylül’de Ankara’ya yaptığı ziyaretin iade-i ziyareti anlamında yapılacağını söyledi.

Özellikle ticari ve ekonomik ilişkiler başta olmak üzere, Suriye’deki son gelinen noktaları değerlendireceklerini, bundan sonra ne gibi adımlar atılması gerektiği üzerinde hassasiyetle duracaklarını aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Rusya ile ticaret hacmimizi hedef olarak 100 milyar dolar şeklinde belirlemiştik. Bu hassasiyetimizi korumaya devam ediyoruz. Bu hedefin önündeki engellerin büyük bir oranda kaldırıldığını burada söyleyebilirim. Geriye kalan son bazı ticari kısıtlamaları da inşallah kısa zamanda kaldırıyoruz. Sayın Putin’e vize muafiyetinin yeniden tesisi yönündeki beklentimizi, tekrar ileteceğim. Turizmde müspet bir çizgimiz var. Bu yılın ilk 9 ayında 4 milyonu aşkın Rus turisti ülkemizde ağırlama imkanımız oldu. Diğer tüm başlıklarda da bu seviyeye ulaşmak istiyoruz. Enerji alanında da yakın işbirliği halindeyiz. Türk Akım Projesi, hızla ilerliyor. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin de 2023’te faaliyete geçmesi için çalışmalarımız sürüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret sırasında ikili meselelerin yanı sıra bölgesel konularda da fikir alışverişinde bulunacaklarını söyledi.

Özellikle Suriye ihtilafına ilişkin son görüşmelerin önem arz ettiğini vurgulayan Erdoğan, “Burada da şu anda İdlib merkezli görüşmelerimiz önem arz ediyor. Bunları görüşüp kendileriyle değerlendireceğiz. Rus dostlarımızın Cenevre’ye destek olmak üzere önermiş olduğu Ulusal Diyalog Kongresi hakkında fikir teatisinde bulunacağız. Elbette Sayın Putin ve Trump’ın, Suriye krizine dair yaptığı ortak açıklamayı da birlikte değerlendireceğiz.” dedi.

KUVEYT İLE İLİŞKİLERİ GÜÇLENDİRMEK İSTİYORUZ

Soçi’den sonra Emir El Sabah’ın davetine icabetle Kuveyt’e geçeceğini belirten Erdoğan, “Kuveyt ile çok yakın dostluk ve kardeşlik bağlarımız var. Attığımız adımlarla bu bağları son dönemde daha da perçinledik ve güçlendirdik. Özellikle müteahhitlik sektöründe şu anda müteahhit firmalarımızın orada taahhüt işlerine girmeleri bizler için önemli bir imkan.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılının Kuveyt ile ilişkilerde müstesna bir yıl olduğunu, geçenlerde orada bir havalimanıyla ilgili temel atma töreninde bulunduğunu, ardından bölgedeki sıkıntıları hedef alan bir ziyaret gerçekleştirdiğini söyledi.

Bu defa tekrar böyle bir ziyaretle Kuveyt ile ilişkileri güçlendirmek istediklerini aktaran Erdoğan, gerek ikili ticaretin çeşitlendirilerek arttırılması, müteahhitlik alanındaki işbirliğinin güçlendirilmesi hususlarını ele alacaklarını belirtti.

Kuveyt vatandaşlarının, yatırım, ikamet ve turizm amaçlı Türkiye’ye yönelik ilgilerinin daha da arttırılması imkanlarını konuşacaklarını ifade eden Erdoğan, askeri, savunma sanayi, eğitim, kültür, konsolosluk ve diğer alanlardaki işbirliği projelerini de değerlendireceklerini bildirdi.

Ziyaret sırasında çeşitli alanlarda anlaşmaların da imzalanacağını aktaran Erdoğan, “Suriye, ortak komşumuz Irak, Yemen gibi ülkelerdeki son gelişmeler, Filistin meselesi ve terörizmle mücadele konularında görüş alışverişinde bulunacağız. Bildiğiniz gibi Körfez İşbirliği Konseyi içindeki kriz maalesef devam ediyor. Kuveyt bu krizin çözümü için üstlendiği arabuluculuk rolünü sürdürüyor. İslam İşbirliği Teşkilatı zirve dönem başkanı olarak, biz de meseleyi hal yoluna koymak için aktif bir diplomasi yürüttük. Kuveyt’in arabuluculuk çalışmalarına destek verdik, veriyoruz. Krizin uzadığı her gün, bölgemiz için büyük bir kayıp. İnşallah bu ziyaretimizde krizin aşılması için neler yapılabileceği konusunda da fikir teatisinde bulunacağız.” diye konuştu.

BÖLGEDE KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRMA SİYASETİ İZLENİYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt ziyaretinin ardından Türkiye-Katar Yüksek Strateji Komite 3. Toplantısı için Katar’a seyahat edeceğini, komite toplantısı vesilesiyle müzakeresi tamamlanan anlaşmaları imzalayacaklarını belirtti.

Ekonomik, ticari ve yatırım işbirliğinin, önemli gündem maddelerini teşkil ettiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

“2016 yılındaki 710 milyon dolarlık ticaret hacmini daha da arttırmak istiyoruz. Özellikle savunma sanayi, enerji, LNG, ulaştırma, gıda güvenliği, sağlık gibi alanlarda yeni adımlar atmamızı özellikle planlamış bulunuyoruz. Yatırımların karşılıklı olarak arttırılması konusunda da gayret sergilemekteyiz.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Katar’da konuşlanması süreci devam ediyor. Bu süreç, bizim Katar’ın ve genel olarak Körfez bölgesinin güvenliğine verdiğimiz önemin de bir nişanesidir. Körfez’deki tüm ülkeler bizim kardeşimiz, kadim dostumuzdur. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman’ın da istikrar ve huzuru, bizim için birinci derecede önemlidir. Maalesef bir süredir bölgede kardeşi kardeşe kırdırma siyaseti izleniyor. Bunun da kimler tarafından tedavüle konulduğunu biz çok iyi biliyoruz. Aslında dünya da çok iyi biliyor. Bölgemizdeki liderlerin basiretle ferasetle aklıselimle hareket ederek, bu oyunu bozması şarttır. Ziyaretimin bu açıdan da önemli olduğunu düşünüyorum.”

Erdoğan, Rusya’ya hareketinden önce İstanbul Atatürk Havalimanı’nda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

İsmail Kahraman’ın AK Parti Meclis Başkan adayı olmasına ilişkin soru üzerine Erdoğan, “Malumunuz şu anda İsmail bey gerek siyasetteki deneyimi, tecrübesiyle gerçekten yakın siyasi tarihe olan vukufiyetiyle değerli bir milletvekili arkadaşımız, dostumuz. Tabi burada Meclis Başkanlığına adaylık hususu her milletvekilinin kendi tercihidir. Burada da aynı şekilde. Şu anda İsmail beyin bu adaylığını ben de sizler gibi aslında yeni öğrenmiş bulunuyorum. Bana düşen tabi ki hayırlı olsun demektir. Çünkü benim oy kullanma hakkım, yetkim de yoktur. Sadece partinin genel başkanıyım aynı zamanda Cumhurbaşkanıyım.” diye konuştu.

“Afrin bölgesi noktasında Rusya’dan nasıl bir duruş bekliyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suriye konusunu görüşmelerinin kendileri için önemli bir konu olduğunu söyledi.

Türkiye’nin Suriye’ye 911 kilometre sınırı olduğunu anımsatan Erdoğan, bu kadar uzunca sınırı olan bir başka ülke olmadığını, Türkiye’deki şehirlerin de taciz, tacizin yanında sürekli olarak tehdit aldığını kaydetti.

ŞU ANDA GÜNDEMİMİZDE AĞIRLIKLI OLARAK İDLİB VAR

Erdoğan, bu konuları Rusya ile başta Putin olmak üzere defaatle görüştüklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bunun yanında da tabi koalisyon güçleriyle de görüştük, görüşüyoruz. Koalisyon güçleriyle de kastım, başka Amerika olmak üzere Almanya, Fransa, bunlarla da bunu defaatle görüştük. Onlarla da görüşmeye devam ediyoruz. Çünkü Suriye dediğimiz zaman akla sadece İdlib gelmemeli. Biliyorsunuz önce bizim bir Cerablus operasyonumuz Fırat Kalkanı Harekatı içerisinde olmuştur. Aynı şekilde El-bab günler almıştır. Bütün bunlarla beraber 2 bin kilometrekarelik bir alan şu anda Fırat Kalkanı Harekatı çerçevesinde kontrol altındadır. Aslında Fırat doğusuna gitmesi gerekenler, Fırat’ın doğusuna gitmemiştir, verilen sözlere rağmen. Şu anda örneği Münbiç bir Arap şehridir. Münbiç boşaltılmamıştır. Münbiç boşaltılmadığı gibi terör örgütü YPG orada şu anda bir işgalci olarak durmaktadır. Ama merkezi yönetim, Rusya ve bizler de orayı şu anda kontrol altında, gözetim olarak tutmaktayız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda gündemlerinde ağırlıklı İdlib’in olduğunu belirterek, Halep’ten göç edenlerin sınır il olduğu için İdlib’e geçtiğini, oradaki yaşamda da çok ciddi sıkıntılar olduğunu vurguladı.

İdlib’de de zaman zaman maalesef sivillerin tacize uğradığını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

“Onun için Rusya ile bizim şu an da İdlib’te ortak çalışmamız söz konusu. Bu ortak çalışmayı sürdürüyoruz, sürdürmekte de kararlılığımız var. Sınırları birlikte güvence altına almış durumdayız. İdlib’le birlikte Afrin, bunlar da bizim sınırlara komşu olan malum iller. Afrin’de de yine farklı bir durum söz konusu. Afrin’in içindeki demografik yapının içerisinde bize müzahir olan etnik unsurlar da var. Ama karşı olanlar da var. İşte YPG, PYD bunların da burada belli bir yapısı var. Fakat bütün bunlara rağmen biz Afrin’in zaman zaman bize karşı olan tacizini göz ardı edemeyiz. Ona yönelik de gerekli adımları atmakta kararlıyız. Bundan sonraki süreçte de o kararlılığımız devam edecek. Burada da yine Türkiye olarak biz Rusya ile müşterek adım atmanın görüşmelerini kendileriyle de yaptık. Onların da buradaki olumlu yaklaşımları bizim bu planımızı her an uygulamaya çok daha değişik bir şekilde sokmamıza fırsat veriyor.”

Erdoğan, Rusya’dan alınacak S400 füzelerinin durumuna ilişkin de Milli Savunma Bakanı, Savunma Sanayi Müsteşarının muhataplarıyla bu konuları görüştüğünü ifade ederek, “Bir an önce onu da devreye sokmak suretiyle adımları atmak istiyoruz.” dedi.

Bir gazetecinin, “ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin, Vietnam’da bir araya geldiler. Ortak bir basın açıklamasında şu ifade kullanıldı: ‘Suriye krizi için askeri çözüm mümkün değil konusunda hemfikiriz’. Sizin bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?” sorusu üzerine Erdoğan, bu ifadeleri anlamakta zorlandığını söyledi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ben bu ifadeleri anlamakta doğrusu zorlanıyorum. Yani şimdi askeri çözüm mümkün değil deniliyor, öbür tarafta merkezi yönetimin şu ana kadar askeri yöntemlerle öldürdüğü insan sayısı 1 milyona ulaştı. Nasıl oluyor bu iş? Eğer askeri çözüm söz konusu değilse o zaman çeksinler askerlerini. Orada Türkiye’nin askeri yok ki onların askerleri var. Onların bütün güçleri orada. Çeksinler askerlerini, siyasi yönteme başvurulsun ve siyasi yönteme başvurmak suretiyle bir an önce hep birlikte orada seçime gitmenin yolları aransın. Şu 7 yıl, 8 yıl içerisinde bu yönteme başvuruldu mu? Şöyle bir şey var, bunu Sayın Putin ile de konuşacağız, dünyayı aldatma yöntemlerine gitmeyelim. Artı bu bölgeyi en iyi tanıyan biziz. Bu süreç içerisinde, 15 yıldır biz bu bölgede olanı biteni A’dan Z’ye en ideal şekilde bilen biziz. Şu 7 yıllık Suriye olayı… 15 yılı biraz da aştı, Irak olayı… Bunların hepsini A’dan Z’ye biliyoruz. Biz Irak’a Amerika’nın girmesini istememiştik, bunu kendilerine söyledik. ‘Gelin’ dedik ‘bu işi diplomatik yollardan çözelim.’ Dinlemediler ve girdiler. Sonra dikkat ederseniz bir şey söylendi, Obama’nın gelişinden önce, “Geliyorum’ ve ‘Biz Irak’ta durmayacağız, kalmayacağız’ dediler, ‘Irak’ı tamamen boşaltacağız’ dediler. Boşalttılar mı? Boşaltmadılar. Şu anda Irak’ta halen var mı, var. Yani dünya ahmak değil.”

Bazı gerçeklerin farklı söylendiğini ancak uygulamasının farklı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Şu anda Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde 5 üssü var, hava üssü. Bir de Rakka’ya hazırlıyorlar, 6. bunun dışında da 8 tane ayrıca üs var, kendilerine ait. Rusya’nın 5 tane var. Bunlar ortada. Şimdi bu gerçekleri nereye koyacağız? Sadece Amerika’nın Suriye’ye zırhlı taşıyıcı olarak 3 bin 500’ü aşkın tırlarla getirdiği silahlar var, araç gereç, mühimmat var. Askeri yöntem değilse bunlar ne? Kime geliyor bunlar? Ya bunlar PYD’ye geliyor, YPG’ye geliyor veyahutta Amerika’nın kendi üslerine geliyor. Şimdi bütün bu gerçekler ortadayken öbür taraftan Vietnam’dan böyle bir ses geliyor. Kusura bakmasınlar. Anlatıldığı gibi değil.” ifadelerini kullandı.

“Rusya, Kuveyt ve Katar’la ilgili ayrı ayrı görüşülecek konuları sıraladınız ancak üç ülkeyle de ortak görüşülecek bir konu başlığı var mıdır?” sorusu üzerine ise Erdoğan, “Üç ülkeyle ortak görüşülecek konu olmaz ama Kuveyt ve Katar’la ortak görüşeceğimiz konular olabilir. O da Körfez’deki krizdir, sıkıntıdır. Rusya ise malum, oradaki gelişmelerin dışında çok daha farklı. Rusya da tabii ki Körfez’deki bu gelişmelere çok da bigane değil. Onla da belki kenarından, köşesinden de olsa bunları görüşme durumumuz olabilir.” yanıtını verdi.

“Dağlık Karabağ sorunu gündeme gelecek mi Rusya’da?” sorusuna ise Erdoğan, “Dağlık Karabağ konusunu Sayın Putin ile görüşme düşüncem var.” yanıtını verdi.

Avatar

türk patron

GENÇ GAZETECİLER | TÜRKİYE

Millet eğilmez Türkiye yenilmez

Setmarine yachts

Takvim

Kasım 2017
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
27282930  
seers cmp badge