AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib Operasyonu ilgili olarak, “İşte, ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ dedik ve bu gece bildiğiniz gibi Silahlı Kuvvetlerimiz, Özgür Suriye Ordusu’yla (ÖSO) İdlib’le ilgili operasyonunu başlattı” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. AK Parti Genel Merkezinde gerçekleştirilen toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Her gün yeni bir durumla, yeni bir saldırıyla, yeni bir taktik atakla karşılaştıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu saldırıların bir kısmının, dikkatlerini ve enerjilerini bölgedeki kritik gelişmelerden uzaklaştırmaya yönelik olarak gördüğünü söyledi.
“TÜM ANLAŞMALAR YOK SAYILARAK AB’DEKİ SERBEST DOLAŞIM HAKKIMIZ VERİLMİYOR”
Türkiye’yi FETÖ ve PKK gibi terör örgütleriyle köşeye sıkıştıramayanların, doğrudan kendileri sahaya girmeye başladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için tüm anlaşma ve taahhütlerin yok sayılarak Avrupa Birliği’ndeki (AB) serbest dolaşım hakkının ertelendiğini, kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, göçmenlerin Avrupa’ya yönelmesini engellemek amacıyla AB’nin önerdiği yardımların yapılmadığını, tüm teamül ve diplomatik kuralların yok sayılarak Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) vize başvurularının askıya alındığını ifade etti.
Türkiye’nin bölgedeki insani dramların önüne geçmek konusunda gösterdiği gayretlerinin ısrarla gözden uzak tutulduğunu, DEAŞ terör örgütüne karşı en ciddi ve etkili mücadeleyi yürüten Türkiye’nin terör örgütleriyle yan yana gösterme yollarının arandığını ve Türkiye ekonomisiyle ilgili olumsuz spekülasyonlar üretildiğini ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak milletin Gezi olaylarıyla ülkede kaos çıkartmaya çalışıldığında oynanan oyunu gördüğünü, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi sonrası kendilerine sahip çıktığını kaydetti.
“15 TEMMUZ GECESİ, DARBE GİRİŞİMİYLE YENİ BİR HAMLE YAPTILAR”
7 Haziran seçimleri sonrasında kimlerin ellerini ovuşturmaya başladığını milletin görüp 1 Kasım seçimlerindeki tavrıyla Türkiye’yi 90’ların karanlık günlerine çevirmek isteyenlere fırsat vermediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonrasında devreye sokulan PKK terör örgütünün devletin egemenliğine saldırı sürecini bölgedeki vatandaşların ferasetiyle başarısızlığa uğrattıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Aynı dönemde DEAŞ terör örgütünün de sınırlarımıza yönelik taciz ve ülkemiz içindeki canlı bomba saldırıları da giderek artmaya başladı. Bu örgütün ipini elinde tutanların hedef olarak ülkemizi gösterdikleri anlaşılıyordu. Türkiye’nin milleti ve devletiyle gösterdiği güçlü duruş sebebiyle bir türlü amaçlarına ulaşamayanlar 15 Temmuz gecesi darbe girişimiyle yeni bir hamle yaptılar.”
Milletle birlikte darbecilerin karşısına dikilerek bu teşebbüsü de akamete uğrattıklarını ve ardından Fırat Kalkanı Operasyonu’nu başlatarak, darbenin arkasındaki güçlere Türkiye’yi bu şekilde durduramayacaklarının mesajını verdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii hem onların saldırıları, hem de bizim cevaplarımız bunlarla sınırlı kalmadı. Türkiye’ye siyasi, sosyal, diplomatik, askerî, ekonomik tüm alanlarda diz çöktüremeyenler her gün yeni bir oyunla karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
“SÜREKLİ AYAĞIMIZA ÇELME TAKANLARI UNUTMAYACAĞIZ”
Türkiye’yi Batıdan ve mümkünse tüm dünyadan tecrit etmek için her şeyin yapanların beyhude yere uğraştığını ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin AB tarafından 1959’dan bu yana oyalandığını hatırlatarak, “Fakat biz sabrediyoruz, diyoruz ki; bu minderden biz değil siz kaçacaksınız. Eğer dürüstseniz yapın açıklamanızı, açıklamayı yapın bitirelim işi. Bizim size ihtiyacımız yok, karşılıklı bir ihtiyaç formülü var burada” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Peki, ülkemizin ve milletimizin dostluğunu yıkma pahasına saçma sapan hamlelere girişenlerin eline geçen nedir? Eğer bu şekilde bize zarar verdiklerini düşünüyorlarsa, bizim gördüğümüzden daha fazlasını onlar görüyorlar. Türkiye yoluna yine devam ediyor. Hiç endişe etmeyin, yoluna devam edecek. Yaşadığımız bu zor dönemde yanımızda olanları unutmayacağımız gibi, sürekli ayağımıza çelme takanları da unutmayacağız. Ülkeler arasındaki ilişkilerin mutlak dostluk ve mutlak düşmanlık esasına göre tanzim edilemeyeceğini elbette biliyoruz. Bununla beraber müttefik dediğimiz, pek çok platformda birlikte çalıştığımız kimi devletlerin ülkemize karşı sergiledikleri bu ikiyüzlü tutumdan biz çok rahatsızız. Yüz-yüze geldiğimizde bize her türlü sözü, her türlü teminatı verenlerin arkamızdan oynadıkları oyunların çirkinliği artık gizlenemez, saklanamaz hâle gelmiştir. Artık bu mızrak bu çuvala sığmıyor, bunları görüyoruz.”
DEAŞ’A KARŞI MÜCADELEDE PYD-YPG’NİN KULLANILMASI
Türkiye’ye demokrasi, hukuk devleti, hak ve özgürlükler dersi verenlerin işlerine gelmediğinde bu kavramlardan ne kadar kolayca vazgeçebildiklerinin artık açık ve net olarak göründüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllarca bizi terör örgütleriyle yeteri kadar güçlü şekilde mücadele etmemekle itham edenler, şimdi terör örgütleriyle kol-kola evet bölgemizi tanzime giriştiler. Dünyada kendilerine terörle mücadelede en büyük hedef olarak DEAŞ’ı gösterenler, şu anda DEAŞ’a karşı PYD gibi, YPG gibi terör örgütleriyle beraber mücadele ediyorlar” diye ekledi.
“Soruyorum, 3 bin 300’ü aşkın tır ile Kuzey Suriye’de, bizim güneyimizde bir terör örgütü oluşturmaya veya bir terör devleti oluşturmaya çalışanların niyeti nedir? Bunlara bu denli silahı ücretsiz olarak verenlerin niyeti nedir? Biz paramızla silah alamazken, onlara parasız olarak bu kadar silahı vermenin hedefi, gayesi ne olabilir?” sorularını yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu soruların cevabını bildiklerini ve başlattıkları Astana süreci kapsamında Rusya, Türkiye, İran olarak bir karara vardıklarını söyledi.
Daha önce ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ dediğini hatırlatan ve bu gece Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Özgür Suriye Ordusu’yla birlikte İdlib’le ilgili operasyonunu başlattığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü oradaki mazlumların üzerine gelenler, o mazlumlara mağdurlara bunca silahla saldıranlar ve rejim; ne yazık ki bütün bunlar karşısında bize tarihî bir sorumluluk yüklüyor” dedi.
“İDLİB’DE, HALEP’TEN KAÇAN VE KOVULANLAR VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’de büyük oranda Halep’ten kaçan ve kovulanlar ile Halep’te yaşam hakları sona erdirilenlerin yaşadığına; İdlib’in Türkiye’ye sınır olduğuna dikkat çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla tedbirimizi almak durumundayız. Kimse bize ‘Niye bunu böyle yapıyorsunuz?’ diyemez. Suriye’ye 911 kilometre sınırı olan biziz, her an taciz ve tehdit altında olan biziz. Kimse bize ‘Niye bunu böyle yaptınız?’ diyemez. Ama şunu da unutmayın: Bu ülkede değil ülkenin dışında da Kılıçdaroğlu’larının adedi çok fazla. Bir taraftan Silahlı Kuvvetlerimizin sınır ötesine çıkmasına ‘evet’ diyeceksin, aynı konuşmanda 9 dakika sonra ‘İdlib’de ölenlerin sorumlusu Erdoğan’dır’ diyeceksin. Bu ne menem iş, sen ne cahil adamsın, böyle bir mantık mı olur? Mantıksızlık makam kesbediyor bunda, böyle bir durum. Aynı konuşma içerisinde. Zaten bakıyorsun yanında taşıdığı adamların her biri bir âlem. Çanakkale’de bütün o kabristanlıkların olduğu, şehitliklerin olduğu bölgede hepsi ‘şarib-ül leyli ve-n nehar’; böyle bir durumda. Siz burada bir eğitime geldiniz, önce bir kendinizin eğitime ihtiyacı var. Yahu 24 saat, 48 saat sabredin, içmeyin de ondan sonra için. Burası kabristanlık, burası şehadet makamlarının oluştuğu yer; bunu bile yapamadılar. Bu şehitler bunlar için mi şehadet şerbetini içtiler? Kahrediyorlar, ben buna inanıyorum. Niye? Bizim arkamızdan böyle bir nesil gelecek diye.”
Türkiye’nin İdlib’de yaşayanları ayırt etmeden Türkmen, Arap, Kürt kardeşlerinin de izzetini korumanın ve mağduriyetini gidermenin gayreti içerisinde olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin’de PYD- YPG terör örgütünün tahakkümünde yaşayan Türkmen ve Kürtlerin durumunun da aynı olduğunu hatırlattı ve bu sorunlarla ilgili bir dert taşımayan Suriye rejiminden bir şey beklenemeyeceğini ifade etti.
“KUZEY IRAK’IN BU HÂLE GELMESİNİN FAİLLERİ BELLİDİR”
Konuşmasında Irak’ta yaşanan gelişmelere de değinerek, “Kuzey Irak’ın da bu hâle gelmesinin failleri bellidir, amilleri de bellidir. Onları artık şu anda açıklamaya değil, zaman ola onları da inşallah gündeme getiririz, onları da gün yüzüne çıkarırız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 400 bin Türkmen’in yaşadığı Telafer’de şu anda 10 civarında Türkmen’in kaldığına, Sincar’a PKK’nın yerleşip Arapların kaçmak zorunda kaldığına, Tuzhurmatu’da Türkmenlerin yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında, “Bütün bunlarla da biz ilgilenmek durumundayız, bize ne ya diyemeyiz. Kardeşlerim, biz Kılıçdaroğlu zihniyeti taşımıyoruz, bunu böyle bilelim. Onların böyle bir derdi yok. Onlar varsınlar Esed’in yanına gitsinler onunla dertleşsinler, ama biz farklıyız. Ve İdlib’deki her şehidin hesabını benim vereceğimi söyleyecek kadar gafil, cahil olan bu insanlarla konuşacak bir şeyimiz yok” şeklinde konuştu.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DESTEĞİYLE PARLAMENTOYA GİRENLER, ‘BİZ DEMOKRATİK MÜCADELE VERİYORUZ’ DİYEMEZ”
Türkiye’de ve bölgede hiçbir terör örgütünün varlığına, hiçbir terör oluşumunun Türkiye’yi kuşatmasına göz yummayacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da güvenlik görevlileri ile girdikleri çatışmada ölen teröristlerin cenazelerinin HDP’li milletvekilleri tarafından teslim alındığına değinerek, “Demek ki, bunlar terör örgütüyle iç içe. Farkları var mı? Yok. Bunları görmemiz lazım. Eğer bunları göremiyorsak kusura bakmayın. Bu kadar iç içe ve siyasi parti olarak Parlamentoya girmesi için terör örgütünü arkasına alanlar, ardına alanlar, onların desteğiyle Parlamentoya girenler, ‘biz demokratik mücadele veriyoruz’ diyemezler” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerini güvenli ve müreffeh hissettikleri binlerce kilometre uzaktan bizim her gün canımıza, ciğerimize dokunan, geleceğimizi ilgilendiren konularda ahkâm kesenlerin hesapları artık bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi hesabımıza bakacağız. Bizim hesabımız bellidir, hep söylüyoruz ya, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, yolumuza böyle yürüyeceğiz. Geleceğimizi işte bu 4 temel direk üzerine kurmakta kararlıyız” sözlerine yer verdi.
“ŞEHİTLERİMİZİN KANI YERDE KALMAYACAK, BUNUN SÖZÜNÜ VERDİK”
Türk bayrağı dışındaki paçavraların bu millete dayatılamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sıkışınca, ‘bizim de bayrağımız bu’ diyenler bizi aldatmasın, biz sizin cemaziyülevvelinizi biliyoruz. Kongrelerinizde bile İstiklal Marşını okutmaktan imtina eden, kaçınan; bayrağımızı salonlara koymayan, sokmayan siz yalancısınız. Siz bu ülkede demokrasi için mücadele edemezsiniz. Sizin özgürlük diye bir endişeniz asla yok. Siz sadece bir etnik yapının bu ülkede egemenliği için çalışıyorsunuz, buna müsaade etmeyeceğiz.” Açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneydoğu Anadolu bölgesinde bölücü terör örgütüne karşı yürütülen mücadeleyi şahsiyetli bir biçimde ve hukuk içerisinde sürdürmeye devam edeceklerini dile getirdi ve “Varsın gelsin sizin milletvekilleriniz o derelerden, onları dağlardan toparlayıp götürecekleri yere götürsünler, olay bu kadar basit. Çünkü bizim Mehmetlerimizin canına kıydınız, çünkü sivillerimizi siz şehit ettiniz, bunların kanı yerde kalmayacak, biz bunun sözünü verdik ve bunu da yerine getireceğiz. Onun için hep beraber bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” şeklinde konuştu.