Türkiye

2053 ve 2071 Vizyonlarımızı Emanet Ettiğimiz Gençliğimize İnanıyorum

Uluslararası Münazara Turnuvası ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize sorgusuz, sualsiz biat eden, cahil bir gençlik değil; neye inandığını, neyi savunduğunu, neyin mücadelesini verdiğini bilen, bunun için gereken her türlü donanıma sahip bir gençlik lazımdır. 15 Temmuz gecesi gördük ki işte bu vasıflara sahip gençlik, gerektiğinde ülkesi ve milleti için, istiklali ve istikbali için gözünü kırpmadan canını dahi ortaya koyabilmektedir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İstanbul Meridyen Open’17 Uluslararası Münazara Turnuvası” ödül törenine katıldı. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meridyen Derneği bünyesinde kurulan Münazara Kulübü tarafından gerçekleştirilen turnuvaya katılan gençleri gönülden tebrik ettiğini belirterek, uluslararası bir boyut kazanan bu turnuvanın düzenlenmesinde, bugünlere gelmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

“LİSE DÖNEMİMİZDE, SPORDAN EDEBİYATA HER ALANDA GÜÇLÜ BİR DAYANIŞMA İÇİNDEYDİK”

Münazara denilince, lise yıllarına, gençlik çağlarına gittiğini, İstanbul İmam Hatip Lisesinde öğrenciyken okul içinde sınıflar arası münazaraların yapıldığını, oralardan seçilen öğrencilerin de okullarını temsil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da hemen hemen sürekli birinciliği kendi okullarının aldığını anlattı.

İki yıl üst üste okullarına, 57 lisenin katıldığı İstanbul Münazara Şampiyonluğunu kazandırmayı başardıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim münazaramız, şu andaki tür bir münazara değildi. Ben bugün burada farklı bir münazara şeklini öğrenmiş oldum ve tabii gençlerimizi huzurlarınızda tebrik ediyorum. Fakat bu arada tabii dinleyicilerimizi de tebrik ediyorum. Onların da sürece katılımları gerçekten gayet iyi. Tabii o dönemlerde okullarda siyasi kamplaşma yoktu. Okullardaki arkadaşlarımızın tamamıyla hakikaten çok yakın ve samimi ilişkiler oluşuyordu. Spordan edebiyata, her alanda güçlü bir dayanışma içindeydik. Adeta birbirimizi tanırdık. Çarşamba’da İstanbul İmam Hatip, öbür tarafta Pertevniyal Aksaray’da, biz oradan münazaraya katılanlarla tanışırdık. İhsan Mermerci Lisesi, öbür tarafta Çarşamba İmam Hatip, bir tane zaten İstanbul’da, birbirimizle tanışırdık ve hukukumuz ileri seviyelerdeydi. İmam hatip lisesinde gerçekten çok kaliteli, çok fedakâr, bizlerin üzerinde çok emeği olan hocalara da sahiptik. Biz tabii hitabet dersi de alıyorduk o zamanlar. Aynı zamanda edebiyat hocalarımız bu işin asıl sorumlularıydı, bizi onlar özellikle yetiştirirdi. Bizi götürürlerdi kütüphaneden kütüphaneye, konuya göre de o konuların ilgili olan pratiği neyse oralara da gider, örneğin çocuk terbiyesiyle alakalı bir konuysa bizi alır kreşlere götürürlerdi. Oradan itibaren çocuk nasıl terbiye ediliyor, yetiştiriliyor, oralardan da biz tezimizi hazırlarken bilgiler edinirdik. Tabii onların yetiştirmesi ve yönlendirmesiyle hem çok kitap okur hem spor yapar hem de bu tür yarışmalarla kendimizi adeta murakabe ederdik. Münazarayla, sporla, şiirle, edebiyatla, fikri faaliyetlerle, dostlukla geçen bir lise dönemi yaşamış olmaktan gerçekten çok çok memnuniyet duyuyorum” dedi.

“SİYASET YOLUNDAKİ BAŞARIMDA, KALİTELİ BİR ARKADAŞ ÇEVRESİNE SAHİP OLMAMIN BÜYÜK PAYI VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Okulumuzdan mezun olup da üniversiteyi kazanamayan ki o zaman direkt olarak üniversiteye girme şansımız yoktu, gidiyorduk bir de ayrıca imam hatipten sonra lise imtihanlarına… Hâlbuki o dersleri zaten imam hatipte okuduk. Ben imam hatibi bitirdikten sonra Eyüp Lisesi’ne müracaat ettim, oradan ayrıca mezun oldum. Aksi takdirde herhangi bir üniversiteye giremiyorsunuz. Bu tür sıkıntıları yaşadık. Şimdi tabii bunların hepsinin önü açıldı. Nitekim imam hatipteki arkadaşlarımın hepsi de bütün bunlara rağmen o dönemlerde mezun olduktan sonra, üniversiteleri bu şartlarda bitirdikten sonra bürokrat, akademisyen, iş adamı, yönetici, siyasetçi olarak gayet iyi yerlere de geldiler. Siyaset yolundaki başarımda böyle kaliteli bir arkadaş çevresine sahip olmamın da çok büyük payı var. Dolayısıyla münazara deyip geçmemek gerekiyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, münazara yarışmalarının, gençlerin hem kendilerini geliştirebilmeleri hem fikirlerini savunabilecek cesareti edinebilmeleri hem de liderlik özelliklerini sergileyebilmeleri bakımından çok çok önemli olduğunun altını çizdi.

“MÜNAZARA, POLEMİK YAPMA DEĞİL BİLGİYİ ETKİLİ KULLANMA SANATIDIR”

Münazara yarışmalarının her şeyden önce öz güven kazandırdığını, bunun çok önemli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bilgisini hitabet ve iletişim kabiliyetiyle ortaya koyamayan bir gencin hedeflerine ulaşabilmesi çok zordur. Münazara, polemik yapma değil bilgiyi etkili kullanma sanatıdır, burası çok önemli. Münazara, kendi fikrini, sözünü, kavramlarını muhatabına dikte etmek, baskıyla, bağırmayla, korkutmayla kabul ettirmek de değildir, söz ve mantığın gücüyle bir ikna sanatıdır. Öncelikle muhatabına saygıyı, onu dinlemeyi, düşüncesine değer vermeyi gerektiren münazara, empati kurulmadan yapılamaz. Açık fikirli olunmadan, muhatabını kendine eşit ve eşdeğer kabul etmeden de münazara olmaz. Bu sebeple sonuç ne olursa olsun, münazaranın tek bir kazananı yoktur. Söz söze katılır, düşünce düşünceyle beslenir. Medeniyetimizde münakaşa nasıl hakir görülmüşse, münazara da o derece takdir ve tavsiye edilmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de 1980’den sonra münazaralara önem verilmediğini, bu önemli faaliyetin adeta unutturulmaya çalışıldığının altını çizerek, dünyanın gelişmiş ülkelerinde münazaranın teşvik edildiğini, bilhassa büyük üniversitelerde bu faaliyetin yürütüldüğünü gördüklerini kaydetti.

“MÜNAZARA YARIŞMALARI, TÜM TÜRKİYE’DE YAPILMALI”

Münazara yarışmalarının, ulusal anlamda tüm Türkiye’de yapılmasının çok önemli faydalar sağlayacağına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Münazara yarışmalarında dikkati çeken öğrencilerin daha sonra ülkelerinde, bilimde, sanatta, siyasette, iş dünyasında öne çıkan isimler olduklarını göreceğiz. Öz güveni kazandı ya o öz güveni kazandıktan sonra onlar bir defa kendilerini ispat etmiş olacaklar. Bu açıdan 10. yaşını kutlayan Meridyen Derneğimizin, 2011 yılından beri bu konuya sahip çıkmış olmasını son derece önemsiyorum. Eğitimler düzenleyerek, şampiyonalar tertipleyerek, kamplar organize ederek münazara alışkanlığını yeniden hayatımıza kazandıran derneğimizin üyelerine şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl başlatılan Liseler Arası Münazara Şampiyonlar Ligi Projesine 120 okulun katılmış olmasının, bu konunun yeniden gençler tarafından sahiplenildiğini gösterdiğini söyledi.

“FİKİRLERİN RAHATÇA KONUŞULUP TARTIŞILMADIĞI YERDE ŞİDDET DEVREYE GİRER”

Dünyanın 10 ülkesinden, 100 civarında gencin iştirak ettiği Uluslararası Münazara Turnuvası’nın da jürisi ve katılımcılarıyla markalaşma yolunda ilerlediğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hele hele gerçekten şu başlık çok hoşuma gitti, ‘Her düşünceye bir şans ver’ sloganıyla yürütülen bu çalışmaları takdir ediyor, Rabbim’den başarılar diliyorum. Fikirlerin rahatça konuşulup tartışılmadığı yerde şiddet devreye girer. Bunun için biz düşünce ve ifade özgürlüğünü, başkalarının da aynı haklara saygı göstermeleri şartıyla sonuna kadar savunduk, destekledik. Son 14 yılda klavyelerin, tabelaların, harflerin, kelimelerin üzerindeki birçok yasağı biz kaldırdık. On yıllardır yazı ve fikir hayatımıza musallat olan tek tipçi, vesayetçi anlayış yerine farklılıkları zenginlik olarak gören, düşüncenin önünü açan bir bakış açısını biz ikame ettik. Düşünce ve ifade özgürlüğünü sadece kendi düşüncelerinin ifade edilebilmesi olarak görenlerle elbette anlaşamadık, anlaşamayız. Çünkü biz insanı eşrefi mahlûkat olarak gören bir medeniyetin mirasçılarıyız. Biz, az önce de gençler ifade ettiler, ‘Yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü’ diyen bu yaklaşımdan hareketle tüm insanlara saygı duyan bir anlayışa mensubuz. Böyle olduğu için de çoğulculuk konusunda en küçük bir sıkıntımız bizim yok. Ülkemizin ve dünyanın her yerinde tüm farklı inanç, düşünce, meşrep gruplarıyla karşılıklı görüş alışverişimiz olmuştur.”

“İNANCINA GÜVENEN, İNANÇ HÜRRİYETİNDEN KORKMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemlerde Batının İslamofobiya konusundaki tavır ve yaklaşımlarının görüldüğünü belirterek, “Ama bizden onlara yönelik bir şey hiç oldu mu? Hayır. Biz tüm inanç gruplarını güvence altına aldık. Herhangi bir şey olduğu zaman burada kiliseler, bizim mabetlerimizin dışındaki bütün mabetleri özellikle koruma altına almışızdır, onlara herhangi bir şey olmasın. Niye? Çünkü doğacak spekülasyonları çok iyi biliyoruz da onun için ve onlar bizim güvencemizin altında olsun diye. Ama onlar aynı şeyi yapmadılar. Gençler, biliyorsunuz faşizan baskı dedik rahatsız oldular, bu bir ‘Nazizimdir’ dedik rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsunuz? Bizim mabetlerimizi yaktınız, yıktınız, gamalı haçları geldiniz duvarlara sizler çizdiniz, yazdınız, bunları yaptınız, hepsi belgelerle elimizde. Gösterdiğimiz zaman da söyleyecek laf bulamıyorlar, ‘Böyle bir şey oldu mu ya’ diyorlar. Eğer siz kendinize güveniyorsanız, kendinizden eminseniz dinlemek, tartışmak istemeyeceğiniz hiçbir görüş olamaz. İnancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz, bunu böyle biliniz. Bu öz güveni sağlamanın yolu da kendinizi yetiştirmenizden geçiyor. Bunun için de okumanız, araştırmanız, muhakeme etmeniz, mukayese etmeniz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“ÜLKEMİZDEKİ MESELE KİTAP BULAMAMA DEĞİL KİTAP OKUMAMA SORUNUDUR”

“Okuma derken öyle 140 karakterlik sosyal medya okumalarından veya arama motorlarından derlenen kaynağı belirsiz bilgi kırıntılarından bahsetmiyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bunların insanı götüreceği tek yer malumatfuruşluktur, bunu da bilmenizi istiyorum. Teknolojinin ulaştığı seviyeye rağmen kitaplar hâlâ kendini geliştirmek isteyenlerin vazgeçilmez hazineleridir, ben buna inanıyorum. Batıda 10’ar bin 10’ar bin, hatta 100’er bin 100’er bin basılan kitapların bizde bin-bin basılması ve onların bile doğru dürüst satılmaması üzerinde çok düşünmemiz gerekir diye düşünüyorum. Elimizdeki cep telefonlarının görünürlüğü kadar kitapların görünürlüğünü sağlamadan bu meseleyi çözemeyiz. Kendimizi kandırmayalım, ülkemizdeki mesele kitap bulamama, kitaba ulaşamama değil kitap okumama sorunudur.”

“GENÇLERDEN UMUTLUYUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen yeni nesilden gençlerden umutlu olduğunun altını çizdi. Önceki gün Yenikapı İstanbul Gençlik Festivalinde daha önce çeşitli vesilelerle pek çok programda bir araya geldikleri gençlerin gözlerinde şahit olduğu pırıltının kendisini heyecanlandırdığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu potansiyeli eğitimle, kültürle, kitapla, araştırmayla, muhakemeyle, mukayeseyle zenginleştirdiğimizde hayalini kurduğumuz medeniyetimizin yükselişini yakaladık demektir. Bize sorgusuz, sualsiz biat eden, cahil bir gençlik değil; neye inandığını, neyi savunduğunu, neyin mücadelesini verdiğini bilen, bunun için gereken her türlü donanıma sahip bir gençlik lazımdır. 15 Temmuz gecesi gördük ki işte bu vasıflara sahip gençlik, gerektiğinde ülkesi ve milleti için, istiklali ve istikbali için gözünü kırpmadan canını dahi ortaya koyabilmektedir. Bu ülkenin geçtiğimiz 20-30 yıllık beşeri birikimine gözlerini dikenlerin devşirdikleri kitleye bakarak kendilerini dev aynasında gördükleri anlaşılıyor. Milletimiz 15 Temmuz’daki duruşuyla bunlara dev değil adeta sinek olduklarını göstermiştir” diye konuştu.

“16 NİSAN’DA TARİHÎ BİR ADIM ATILDI AMA BİRİLERİ GENCİNE GÜVENMİYOR”

Şimdi sıranın, bu milletin tarihiyle, kültürüyle, değerleriyle bütünleşmiş; dinine, vatanına, bayrağına, ezanına tabi olma şuurunda bir gençliğin her alanda söz sahibi olmasına geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Nitekim 16 Nisan halk oylamasında bu yönde tarihî bir adım attık. Az önce sevgili genç kardeşimin de seçilme yaşını 18’e indiren düzenlemeyle 2019’dan itibaren artık daha fazla gencimizi siyaset arenasında görebileceğimizi burada işlemesi de ne kadar haklı bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Ama birileri gencine güvenmiyor ya. İşte söyledi ya, 13-14 yaşında Fatih, babası görevi kendisine verdiğinde ben daha 13-14 yaşındayım, olmaz baba dediğinde, emrediyorum alacaksın diyor. Mademki emir alıyor. Aldıktan sonra gayet vakur bir şekilde; ‘Mademki ben Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’nin Padişahıyım, şimdi size emrediyorum, gelin ordularınızın, devletin başına geçin’ diyor. Bakın, düşünebiliyor musunuz 13-14 yaşında… Gençler, hepinizin bu aşkına, bu heyecanına çok çok teşekkür ediyorum. Gençlerimize verdiğimiz değerin sembolü olan bu değişikliğin, inşallah geleceğin siyasetçilerinin, devlet adamlarının, liderlerinin yetişmesine vesile olacağına inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2053 ve 2071 vizyonlarını emanet ettikleri gençlere inandığını ve şu anda karşısında 2053’ün adaylarını gördüğünü vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra da münazara turnuvasında dereceye girenlere ödüllerini verdi. Törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da katıldı.

Avatar

türk patron

GENÇ GAZETECİLER | TÜRKİYE

Millet eğilmez Türkiye yenilmez

Setmarine yachts

Takvim

Mayıs 2017
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031  
seers cmp badge