AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması süreci kapsamında Van Beşyol Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.
Yapımı tamamlanan eserlerin Van’a yakıştığını söyleyen Yıldırım, Vanlılara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını getirdiğini bildirdi.
Kendisinden önce bir konuşma yapan Ömer Faruk Danışman isimli öğrenci için, “O da benim artık danışmanım.” ifadesini kullanan Yıldırım, Van ile gurur duyduklarını belirterek, “15 Temmuz’da ‘Vanlıyım, şanlıyım, darbelere karşıyım’ diye darbecilere darbe vuran, caddeleri gül bahçesine çeviren Van, sizleri bugün binlerce yıllık kardeşliğimizin samimiyetiyle selamlıyorum.” diye konuştu.
BU MİLLET BİR DAHA DARBELERLE İMTİHAN OLMASIN
Van’ın ilçelerini tek tek sayarak selamlayan Yıldırım, “Yarın 2 Nisan. 2 Nisan Van’ın kurtuluşu, işgalin sona ermesi. Allah bir daha bu millete esaret yüzü göstermesin. Hürriyeti için 15 Temmuz’da destan yazan bu millet bir daha darbelerle imtihan olmasın, hainlere Rabbim fırsat vermesin.” ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kim diyebilir ‘Kırmızı sarı renkten, mavi yeşilden daha üstün?’. Bir bahçede bütün çicekler sadece kırmızı olsa demezler mi ‘Bunun sarısı nerede?’. Tek renk çiçekten oluşan bahçeye bahçe denir mi? ‘Gülü, nergisi, papatyası, yasemini nerede?’ diye sormazlar mı? Yeşilin hangi tonuna, çiceğin, gülün hangi türüne kötü denir? Bahçe dediğin her renk, her çeşit çiceğin, her tondan yeşilin bulunduğu yerdir. O zaman işte bu bahçe gerçek bir bahçedir. İnsanlık ailesi ilahi takdirle aynı zenginliktedir, aynı çeşitliliktedir.
Kim diyebilir ‘İnsanlık bahçesi tek ırktandır, tek renktendir?’. Kürt’ün Türk’ten, Laz’ın Çerkez’den üstün olduğunu kim söyleyebilir? Bir dilin, bir ırkın üstün, diğerinin değersiz olduğunu söylemek evvela ırkları, renkleri yaratan Cenabı Mevla’nın iradesine saygısızlık değil midir? Allah’ın yarattığını hor görmek değil midir? ‘Her türlü ırkçılığı, ayrımcılığı ayaklarımın altına aldım’ diyen Peygamber Efendimize hürmetsizlik değil mi? Biz Allah’tan, Peygamber’den böyle bildik, böyle inandık.”
İnsanları “bir tarağın dişleri” gibi gördüklerini, bir dili, ırkı inkar etmenin insanlık suçu olduğunu bildiklerini dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bizi Adem ve Havva anamızdan yaratan Rabbime hamdolsun. Bizi kardeş kılan, Hazreti Peygamberimize ümmet kılan Rabbimize hamdolsun.
Dünya alem bilsin ki Türk de biziz, Kürt de biziz, Zaza da biziz, Laz da biziz, İzmir de biziz, Van da biziz. Kürtçe de bizim, Türkçe de bizim, Zazaca da bizim, Lazca da bizim. Bizler Alparslan’ın, Selahaddin Eyyubi’nin torunlarıyız. Ne diyor şair? ‘Sen ve ben gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız, rengimize baksınlar kandan ve çamurdanız’. Bizler hep birlikte aynı kıbleye yönelir, aynı camide saf tutarız, ilahi huzurda kıyama dururuz, Peygamberin ümmeti olmaktan şeref duyarız. Allah’ın birleştirdiğini ayıranlara hep karşı dururuz. Yeter ki oynanan oyunu görelim, oynanan oyunun farkına varalım. Herkes şunu bilsin ki o Kandil sönecek, Kandil’i söndüreceğiz. Terörün efendilerinin Kandil’ini mutlaka söndüreceğiz. Kardeşliğin, birliğin, beraberliğin rüzgarı o Kandil’i söndürecek.”
Başbakan Yıldırım, Van’ın ve Vanlıların her şeyin iyisine layık olduğunu belirterek, “Bu milletin evlatları iş, aş sahibi olsun istedik.” ifadesini kullandı.
Yıldırım, Suriyeli bir 15 Temmuz gazisinin tanklara karşı neden yürüdüğü sorulduğunda, “Reis, ‘meydanlara inin’ dedi. Ben de vatansız kalmanın ne demek olduğunu bildiğim için meydanlara indim.” cevabını verdiğini anlattı.
Esnaftan zorla para toplayanların, tehdit, şantaj ve haraçla milleti tehdit edenlerin kim olduğunu bildiklerini vurgulayan Başbakan Yıldırım, birçok iş adamının yatırımlarını yarıda bırakıp, zarara uğradığını ve sermayenin, vatandaşların göç etmek zorunda kaldığını bildirdi.
Yıldırım, şöyle devam etti:
“Unutmayın, asla unutmayın devletin şefkatli eli, yardımı ve desteği hep sizinle beraber olacak. Ancak demir yumruğu da teröristin, sizin hayatınızı zorlaştıranların tepesinde patlayacak. Güvenlik güçlerimiz, yabancı istihbarat servislerinin tetikçiliğini yapan teröristleri kaçtıkları yere kadar kovalayacak, bulundukları delikte etkisiz hale getirecek. Onlara sadece Van’ı değil, sadece Türkiye’yi değil, dünyayı dar edeceğiz, dünyayı. Biz Menderes’iz, biz Özal’ız, vesayete rağmen iktidara giden Necmettin Erbakan’ız, biz, ‘dostun eli gönüllerdir gönüller yapmaya geldik’ diyenlerdeniz. Biz aynı inanç denetimini paylaşan Ahmed-i Hani’yiz, aynı ezgilerle yürek tellerimize dokunan Şivan Perver’iz, Ahmet Kaya’yız. ‘Halepçe, Bosna, Filistin’ denince bizim içimiz yanar. Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş’ız, Kemal Tahir’iz, Necip Fazıl’ız, Nazım Hikmet’iz. Olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan kardeşiz biriz, beraberiz.”
Başbakan Binali Yıldırım, 2011’deki Van depreminde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek, “Medeniyet şehri Van Kudüs’ün Halep’in, Kerkük’ün, Saraybosna’nın, Arakan’ın kardeşi Van. İşte Van ayakta. 16 Nisan’a hazır mı? Okçu tepesi hazır mı? Van işi bitirmiş, Van ‘evet’ diyor.” dedi.
Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“Onlara bu toprakları dar edeceğiz. Onlar bu ülkenin başının belası olmaktan çıkacak. AK Parti eski Türkiye alışkanlıklarını değiştirirken Van’la Urfa’yla Mardin’le Bitlis’le Şırnak’la Hakkari’yle kucaklaşırken kan ve gözyaşı siyaseti yapanlar rahatsız oldu. Kimsenin söylemediğini söyleyen, kimsenin yapmadığını yapan, aklıyla ve yüreğiyle hareket eden bir lider çıktı, elini Van’a uzattı. Vanlı da onun elini tuttu. O elin sahibi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.”
BUNLAR AŞIMIZA, EKMEĞİMiZE GÖZ KOYANLARDIR
AK Parti’nin bölge insanının yaralarını sararken, karanlık odakların kirli emellerine, karanlık gündemlerine devam ettiğini belirten Yıldırım, “Büyük şair Ahmet Arif kardeşliğimize kasteden bu alçaklara ne güzel söylemiş. ‘Bunlar engerekler ve çıyanlardır, bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır.’ Gün uyanık olma günüdür. Hileli tuzakları görme, ferasetli davranma günüdür.” ifadesini kullandı.
Vaktiyle Cezayir’de halkı bölmek parçalamak için insanların “Berberiler” ve “Yerliler” diye ikiye ayrıldığını hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi:
“Şimdi bizi de ‘Kürtler, Türkler’ diye ayrıştırmak istiyorlar. Biliyorum ki Kürt kardeşlerim bu oyuna asla gelmez. Asil milletimiz hileli tuzaklarını başlarına geçirecek. Bizleri ayrıştırmaya çalışacaklara gereken dersi Van verecek mi? Verecek misiniz? Türkiye AK Parti ile geliştikçe, bunların dengesi şaştı, feleği şaştı. Eski Türkiye siyasetinin çare bulamayan kafaları bugün üstümüze geliyor. Ama Van ve Vanlılarla olan hukukumuzu, kardeşliğimizi bunların oyunlarını bozar mı?
Van, Gezi olaylarında hep devletiyle beraberdi. Van 17-25 kumpasında bizimle beraberdi. Van 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi gecesi burada nöbetteydi. Okçular tepesinde gece gündüz bir ay nöbet tuttunuz. Van Pensilvanya’daki ihanet şebekesine, hendeklerle geleceğimizi karartmak isteyen bölücülere karşı 16 Nisan’da gereken cevabı verecek misin? Sandıklara giderek, binlerce yıllık kardeşliğimizi daha da güçlendirmeye var mısın? Kardeşliğimiz için birlik beraberliğimiz için Suriyeli, Filistinli, Iraklı, Arakanlı, Somalili, Doğu Türkistanlı mazlumlar için çocuklar yetim büyümesin diye, demokrasi için birlikte Türkiye olmak için işte duyun dünya duysun Vanla biriz, beraberiz, iriyiz, diriyiz, birlikte Türkiyeyiz.”
Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliğinin 16 Nisan’da oylanacağını, demokrasiye 2007’de Van’ın yüzde 94 verdiğini anımsattı.
“Van, aynı desteği 16 Nisan’da da gösterecek misiniz?” diye soran Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Biz ‘yeni anayasa’ dedikçe HDP, CHP milleti tehdit ediyor, korku salıyor. Gerçeklerden uzak, bir hayal alemi içinde geziyor bunlar. Artık ikiz kardeş olmuşlar, birisi ayağını kaldırıyor, diğeri basıyor. Vanlının lafa, eğlenceye değil işe ihtiyacı var, yeni eserlere, projelere ihtiyacı var. Bunların savunduğu anayasa hangisi biliyor musun? Türkiye’de 1980 darbe sonrası işkencelerle anılan bir ülke haline getiren anayasayı savunuyorlar, darbe anayasasını savunuyorlar. Bu anayasada, bizim savunduğumuz anayasa da kavga, çatışma, ayrışma, bölünme yok. Yeni anayasada çukurculara, hendekçilere yer yok. Millete hizmetkar olacaklara yer var.”
YARALARI SARMAK İÇİN VAN’DAYDIK
Van’ın en büyük yaralarından birinin Van depremi olduğunu anımsatan Yıldırım, “Acısını biliyoruz. Erzincan depremini bilen bir kardeşiniz olarak, Van depreminin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Sizlerin acısını yüreğinde hisseden her yaralı yüreğe, her mazlum coğrafyaya ilgi gösteren Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlarımızla birlikte hemen Van’a geldik. Yaraları sarmak için Van’daydık.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, çetin kış şartlarına rağmen, eşine az rastlanan bir şekilde, hızla 20 bin konutu yaptıklarını, hak sahiplerine verdiklerini, birçok mağduru sıcak yuvalarına kavuşturduklarını belirtti.
“Neden Van huzurun, refahın merkezi olmasın? Neden Van Doğu’nun İstanbul’u Antalya’sı olmasın? Büyüleyici güzelliği ile Van gölü turizme, su sporlarına ev sahipliği yapmasın? Neden Van bölgede ticaretin merkezi olmasın? Neden kalkınan herkesin iş aş sahibi olduğu bir şehir haline gelmesin?” diye soran Yıldırım, AK Parti hükümetinin Türkiye’ye yatırım yaparken şantiyeler kurduğunu, bölünmüş yollar inşa ettiğini, PKK’lı teröristlerin ise iş makinelerine ve çalışanlara zarar verdiğini vurguladı.
EN ÇOK TERÖRDEN KÜRTLER ZARAR GÖRMEDİ Mİ?
PKK’nın, millete, Van’a, Türkiye’ye zarar verdiğini, hükümet inşa ederken, onların yıktığını anlatan Başbakan Binali Yıldırım, şunları söyledi:
“Çocuklarımızı dağa kaldırarak, genç yaşta ellerine silah vererek, insanlara saldırtanlar en çok bu memleketin asil insanlarına Kürtlere, Türklere zarar vermediler mi? Bu bölgenin çocukları okumasın, cahil kalsın diye okulları yakan bunlar değil mi? Yollar, tüneller yapılmasın diye işçileri, mühendisleri kaçıranlar, katledenler bu alçaklar değil mi? En çok bu işten, bu terörden Kürtler zarar görmedi mi?”
Memleketin evlatlarını katil yapanlardan, kalem tutması gereken ellere silah tutuşturanlardan hesap soracaklarına işaret eden Yıldırım, “Başbakan olduğum ilk günlerde bir şey söyledim, dedim ki ‘Bu terörü, bu terör belasını mutlaka sona erdireceğiz, milletin başından bu belayı defedeceğiz.’ Hamdolsun ki bu yolda devam ediyoruz. Siz de şahit olun ki Van’ın bu meydanı şahit olsun ki annelerin gözyaşı dinecek, terörün gençlerimizi kullanmasına asla izin vermeyeceğiz.” diye konuştu.
Yıldırım, “Cazibe Merkezleri Programı”na Van’ı da dahil ettiklerini, AK Parti iktidarının Van’ı Doğu’nun parlayan yıldızı olarak gördüğünü ve kentin gelişmesi için Van’ı Büyükşehir Belediyesi yaptığını kaydetti.
Vanlıların HDP’den belediye başkanı seçtiğini ifade eden Başbakan Yıldırım, “Onlar ne yaptı? Gelen trilyonları Van’ı güzelleştirmek için Vanlı kardeşlerimizi gönlünü kazanmak için Van’ı yemyeşil, güzel bir şehir yapmak için harcayacaklarına paraları dağa gönderdiler, teröristlere gönderdiler.” değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yıldırım, Van Büyükşehir Belediyesine 400 trilyon lira geldiğini buna rağmen belediyenin 750 trilyon lira borcu olduğunu söyledi.
“Sizin paralarınızı yediler, yuttular. Teröre verdiler. Van’a hiçbir faydaları olmadı bu alçakların” sözlerine yer veren Yıldırım, bunun hesabını sorma vaktinin geldiğini belirtti.
Avrupa ülkelerinin işi gücü bırakıp terör örgütü PKK’nın reklamını, propagandasını yaptığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
“Biz Van’ın gençlerine iş, aş temin ederken, Avrupa’daki bazı ülkeler Vanlı gençlerin geleceğini karartan bölücülerle iş tutuyorlar. Bu Avrupa değeri değildir. Bu demokrasi değildir. Bu çifte standarttır. Bu iki yüzlülüktür. Bunların amacı kardeşliğimize nifak sokmaktır. Buradan söylüyorum, zalime merhamet, mazluma zulümdür. Siz de iyi bilirsiniz, 6-8 Ekim olaylarında kandırdıkları zavallı çocukların ellerine silahları, patlayıcıları tutuşturarak halka ne yaptıklarını biliyorsunuz. 15-20 yaşındaki o gencecik kardeşlerimizin dedeleri yaşındaki adamlara ne eza, ceza çektirdiklerini biliyorsunuz. İş yerlerini yakarak, sokak başlarını tutmadılar mı? Sizlerin işinize, gücünüze gitmenize engel olmadılar mı? 52 masum kardeşimizin ölümüne sebep olmadılar mı? Çarşı, pazarı yangın yerine çevirmediler mi? Yasin Börü’yü, arkadaşlarını acımasızca öldürüp, genç bedenleri üzerinden araçları sürmediler mi?”
“Vicdansız katiller merhamet beklemesin” ifadesini kullanan Yıldırım, “Şemdinli’de Kurban Bayramı’nda evine gelen misafir zannettiği katillerin çocuklarının gözü önünde kurşun yağmuruna tutarak şehit edilen Ahmet Budağ’ın alçak katilleri bizden asla merhamet beklemesin. 70 yaşındaki nur yüzlü Latif Şener’i, gece camiden çıkıp evine giderken, gecenin karanlığında kurşun yağmuruna tutan katiller bizden merhamet beklemesin. Özak’ta evinde çoluğunun çocuğunun gözü önünde kurşunlanarak şehit edilen Aydın Muştu’nun katilleri bizden asla merhamet beklemesin. Şimdi hepsi teker teker yakalandı. Hesabını veriyor.” dedi.
Yıldırım, bundan sonra her kim Vanlılara, gençlere, hanımlara yan bakarsa, onları tehdit ederse karşısında adaletin kılıcını ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bulacağını vurguladı.
Vanlılara uyarıda bulunan Yıldırım, “Kapınıza gelip sizden haraç isteyen, bilmem nereye çağırarak tehdit eden olursa katiyen bunlara prim vermeyin. Bize haber verin. Tepelerine binelim, canlarına okuyalım. Köylerde tehdit etmeye cesaret edenler olursa bunları da mutlaka bilmek istiyoruz. Asla bunların gözünün yaşına bakmayacağız.” diye konuştu.
Yıldırım, sorunun Kürt meselesi olmadığını, Türkiye’nin güçlenerek büyümesinin önlenmesi ve insan zenginliğinin her alanda gelişmesinin hazmedilememesi olduğunun altını çizerek, “Her sorun yerel ve yerli dinamiklerle çözülür. Ancak hiçbir sorun büyüyen Türkiye’yi kabul etmeyen küresel güçlerle çözülmez. Biz, varsa sorunumuzu ancak kendimiz çözeriz. Bir olacağız, beraber olacağız. Sorunların üzerine birlikte gideceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Terör örgütleri PKK ve DEAŞ ile HDP’nin neden anayasaya “Hayır” dediğini anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Neden Avrupa ülkeleri ağız birliği yapmış gibi ‘Hayır’ kampanyası yapıyor? Atlarını nallayıp, itlerini yallayıp gurbetçilerimizin üzerine neden sürüyorlar biliyorsunuz değil mi? Türkiye büyümesin, Türkiye güçlenmesin. Meydanı teröristlere açıyor. Bizim milletvekillerimize, bakanlarımıza yasak getiriyorlar. Neden Vanlı kardeşim neden? Düşünelim bunları. Avrupa ülkeleri, PKK, HDP gibi ‘Hayır’ şarkısını söylüyor. Anayasamızda Avrupa ile ilgili onların aleyhine bir madde mi var? Yok. Niye ‘Hayır’ diyorlar? Neden Avrupa’nın bazı siyasetçileri, gazeteciler, istihbaratçıları, terör örgütüyle kol kola hareket ediyorlar? Avrupa kendi seçimlerine bu kadar ilgi göstermiyor. Bizim anayasa değişecek, Avrupalılar yerinde duramıyor. Ancak bir türlü bu referandum onların gündeminden düşmüyor.”
Yıldırım, Avrupa’nın Türkiye’nin büyümesini istemediğini dile getirerek, onlar istese de istemese de Türkiye’nin gelişeceğini ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşacağını bildirdi.
TÜRKİYE O GÜNLERİ GERİDE BIRAKTI
Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliğiyle Türkiye’nin önündeki engelleri kaldıracaklarına işaret ederek, yeni anayasada çok sayıda değişikliğin bulunduğunu anımsattı. Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:
“Yeni anayasada yargıda bağımsızlık, tarafsızlık var. Yeni anayasada yargı öyle 28 Şubat’taki gibi otobüslere hakimleri cübbeleriyle doldurup hep bir ağızdan bağırtmayacak. O günleri unutanlar buna karşı çıkıyorlar. O koca koca, cübbeli adamlar Genelkurmaya otobüslerle götürüldü orada başörtüsü yasağına destek verdiler. O günleri artık Türkiye geride bıraktı. Çünkü artık milletin dediği olur milletin iktidarı var.”
Yeni anayasayla milletin iktidara geleceğini vurgulayan Yıldırım, halkın hem hükümeti hem de Meclisi seçeceğini dile getirdi.
Güvenoyunu da milletin vereceğini söyleyen Yıldırım, “tek adam” eleştirilerini hatırlatarak, “Sizin keyfiniz için iki tane mi cumhurbaşkanı, muhtar, belediye başkanı seçelim? Bu CHP bugünlerde HDP ile çok haşır neşir olduğu için eş başkanlığa kafayı takmış. ‘Eş başkan, eş cumhurbaşkanı, eş belediye başkanı olsun.’ diyor. İşte HDP’nin sonu. Sen de böyle yapmaya devam edersen millet de gereken dersi, cevabı sana da verir. Cumhurbaşkanı tek olacak evet ama patron millet olacak millet. 80 milyon patron olacak.” diye konuştu.
Anayasa değişikliği için destek isteyen Yıldırım, daha sonra Kürtçe “Evet” diye seslenerek, “Bu anayasaya gönül rahatlığıyla ‘Evet’ diyeceğiz. Yatırımlara, projelere daha da hız vereceğiz.” sözlerine yer verdi.
Yatırımlar hakkında da bilgi veren Başbakan Yıldırım, Van’da açılışı yapılacak 117 yatırımın bedelinin 1 milyar 536 milyon lira olduğunu söyledi. Yıldırım, eğitim, ulaşım ve sağlık alanları başta olmak üzere kentte çok sayıda hizmetin sunulduğunu aktardı.
Yıldırım, 2003’te sadece 36 kilometre bölünmüş yolun bulunduğu Van’da iktidarları döneminde 540 kilometre bölünmüş yol yapıldığını dile getirdi. Türkiye’yi böldürtmeyeceklerinin altını çizen Yıldırım, gençlere daha zengin, demokrasisi gelişmiş bir Türkiye bırakmak istediklerine dikkati çekti.
Yıldırım, Nevruz Bayramı dolayısıyla Van’a 100 bin İranlı turistin geldiğini, bunun da kentte terörün bittiğinin en güzel örneği olduğunu kaydetti.